Özet:
ÖZET
SENTETİK ANTİFRİZ PROTEİN CARBOXYLATED POLY-L-LYSİNE’ İN
TEKE SPERMASININ DONDURULARAK SAKLANMASINDA
KULLANILABİLİRLİĞİNİN ARAŞTIRILMASI
Arabacı B, Aydın Adnan Menderes Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Dölerme ve
Suni Tohumlama Programı, Yüksek Lisans Tezi, Aydın, 2025.
Amaç: Bu araştırmanın amacı yapay bir antifriz protein analoğu olarak bilinen CPLL
(Carboxylated Poly-L-lysine)’in teke sperması dondurmasında sulandırıcı içeriğinde gliserol
miktarının azaltılması amacıyla kullanılma olanaklarının araştırılmasıdır.
Gereç ve Yöntem: Bu çalışmada sperma örneği almak amacıyla 5 baş cinsel olgunluğa
ulaşmış 18-24 aylık yaşta, 45-55 kg canlı ağırlığında olan Adnan Menderes Üniversitesi,
Veteriner Fakültesi çiftlik hayvanları ağılında bulunan Saanen tekeleri kullanılmıştır. Suni
vajen yöntemi ile alınan dondurulabilir kalitede olan (≥%70 motil oranına sahip spermatozoon
içeren ve anormal spermatozoon oranı ≤%20) sperma örneklerinde çalışma yapılmıştır. % 3.5
gliserol ile % 0 - % 0.2 – % 0.5 CPLL içeren ve % 5 gliserol ile % 0 - % 0.2 - % 0.5 CPLL
içeren sulandırıcı içeriklerinde çözüm sonucunda motilite, canlılık, morfoloji, prematüre
akrozom reaksiyonuna giren spermatozoon oranı ve membran bütünlüğü değerlendirilmiştir.
Elde edilen veriler istatistiksel analiz amacıyla SPSS© 22.0 programında One Way ANOVA
Post Hoc Tukey testiyle analiz edilmiş olup veriler mean±SEM şeklinde sunulmuştur.
Anlamlı farklılıklar P < 0,05 düzeyinde belirlenmiştir.
Bulgular: Yapılan çalışmada elde edilen verilerin istatistiksel analizinde motilite, eosin
nigrosin ile canlılık, morfoloji, prematüre akrozom reaksiyonuna giren spermatozoon oranı ve
membran bütünlüğü oranlarında gruplar arasında anlamlı farklılıklar P < 0,05 saptanmamıştır.
Sonuç: Dondurma çalışmalarında gliserolün fazla kullanımının toksik etki yarattığı
bilinmektedir. Yapılan çalışmada gruplar arasında istatistiksel farklılıkların ortaya
çıkmamasına rağmen CPLL farklı kriyoprotektanlarla kombine edilmesi ihtimali halen
mevcuttur, bu kombinasyonların her birinin fertilite düzeyleri üzerine etkisi de yeni araştırma
konularının temelini oluşturabilir.