Özet:
MEKANİK VENTİLATÖRE BAĞLI VE SPONTAN SOLUNUM YAPAN 
HASTALARDA KORUYUCU YATIŞ POZİSYONLARININ HEMODİNAMİK 
PARAMETRELERE ETKİSİ
Korkaya Ö. Aydın Adnan Menderes Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Hemşirelik 
Esasları Anabilim Dalı Yüksek Lisans Tezi, Aydın, 2023.
Amaç: Araştırma mekanik ventilatöre (MV) bağlı ve spontan solunum yapan hastalarda
koruyucu yatış pozisyonlarının hemodinamik parametrelere etkisini incelemek amacı ile 
yapıldı.
Gereç ve Yöntem: Araştırma, tek gruplu son test tasarımlı yarı deneysel olarak, 15.11.2021-
15.05.2022 tarihleri arasında, Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Hastanesi’nin Dahiliye 
Yoğun Bakım (YB) Ünitesi’nde yapıldı. Araştırmanın örneklemini YB ‘da yatan MV bağlı
(n=30) ve spontan solunum yapan (n=30) hastalar oluşturdu. Veriler, hasta tanıtım formu ve 
hemodinamik parametreler izlem formu ile toplandı. Hastalara 3 gün 09-17 saatleri arasında 2 
saatte bir sağ lateral, semi Fowler’s, sol lateral ve supine pozisyonları uygulandı ve sonrasında 
10. dakikada, 1. saatte ve 2. saatte nabız hızı, solunum sayısı, sistolik kan basıncı (SKB),
diastolik kan basıncı (DKB) ve oksijen satürasyonu (SpO₂) ölçüldü. Veriler analizinde sayı, 
aritmetik ortalama, standart sapma, ki-kare, bağımsız gruplarda t testi ve tek yönlü ANOVA 
testi kullanıldı.
Bulgular: Çalışmamızda MV’ye bağlı hastaların yaş ortalaması 69,33±9,50 olup, %56,7’si 
erkek, çoğu (%60) hipertansiyon hastasıdır. Spontan solunum yapan hastaların yaş ortalaması 
70,03±14,75 olup, %53,3’ü kadın, çoğu (%46,7) hipertansiyon hastasıdır. Hem MV’ye bağlı 
hem de spontan solunum yapan hastaların pozisyon değişikliklerinin farklı sürelerinde 
karşılaştırılan nabız hızı ortalamaları arasında istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmadı
(p>0.05). Spontan solunum yapan hastalarda 2. gün sağ lateral pozisyonunun 1 saatinde ölçülen
SKB ortalamasının diğer pozisyonlardaki SKB ortalamalarına göre istatistiksel olarak anlamlı 
derecede azaldığı belirlenirken (p<0.05), MV’ye bağlı hastaların farklı pozisyonlardaki SKB 
ortalamaları arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmadı (p>0.05). Spontan solunum 
yapan hastalarda 2. gün semi Fowler’s pozisyonunun 1. saatinde ölçülen DKB ortalaması, diğer 
x
pozisyonlardaki DKB ortalamalarına göre istatistiksel olarak anlamlı düzeyde arttığı 
belirlenirken (p<0.05), MV’ye bağlı hastaların farklı pozisyonlardaki DKB ortalamaları 
arasında istatistiksel olarak anlamlı fark belirlenmedi (p>0.05). Spontan solunum yapan 
hastalarda 3. gün semi Fowler’s pozisyonunun 1. saatinde ölçülen solunum sayısı ortalamasının 
diğer pozisyonlardaki solunum sayısı ortalamalarına göre istatistiksel olarak anlamlı derecede 
arttığı saptanırken (p<0.05), MV’ye bağlı hastaların farklı pozisyonlardaki solunum sayısı 
ortalamaları arasında istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmadı (p>0.05). MV’ye bağlı 
hastalarda 3. gün sağ lateral pozisyonunun 10. dakikasında ölçülen SpO₂ ortalamasının diğer
pozisyonlarındaki değerlere göre istatistiksel olarak anlamlı derecede yüksek olduğu 
belirlenirken (p<0.05), spontan solunum hastaların farklı pozisyonlarında SpO₂ ortalamalarının 
istatistiksel olarak değişmediği belirlendi (p>0.05).
Sonuç: Hastalara uygulanan pozisyonların nabız hızını değiştirmediği, spontan solunum yapan 
hastalarda SKB’nın sağ lateral pozisyonda, DKB ve solunum sayısının semi Fowler’s
pozisyonunda değiştiği, MV’ye bağlı hastalarda SpO₂ değerinin sağ lateral pozisyonunda 
değiştiği, ancak bu değişimlerin süreklilik göstermediği sonucuna ulaşıldı.