Sinema; toplumdaki gerçekleri insanlara aktararak onlara yaşadıklarını yansıtmakta, toplumu etkilemekte ve yönlendirmektedir. Aynı zamanda kitle iletişim aracı olarak daha fazla insana ulaşabilmektedir. Duyguları yönetebilmek ise kendini tanımayı hem kendinin hem de karşısındakinin davranışlarının altında yatan duyguların farkına varmayı ve o duyguları kontrol edebilmeyi sağlamaktır. Araştırmanın amacı, filmlerdeki yöneticilerin duygu yönetim becerilerinin incelenmek ve bu becerilerin eğitim üzerindeki etkisini göstermektir. Bu araştırmada Milli Eğitim Bakanlığının eğitimcilere önerdiği eğitsel içerikli 50 film izlenmiştir. İzlenen 50 filmden 5 film belgesel türü olduğundan çalışmaya dâhil edilmemiştir. Geriye kalan 45 filmden 35 tanesinde yöneticinin yer aldığı tespit edilmiştir. Filmlerde yöneticilerin yer aldığı sahnelerin sayıları tabloda belirtilmiştir. Araştırma, nitel bir araştırma olup doküman analizi yöntemi kullanılmıştır. Filmler araştırmanın amacına hizmet edecek amaçlı örneklem tekniklerinden ölçüt örnekleme ve maksimum çeşitlilik örnekleme tekniğiyle belirlenmiştir. Bu nedenle yöneticinin en fazla yer aldığı sahne sayısına bakılarak yöneticilerin duygu yönetiminin gözlemlenebileceği 3 film belirlenmiştir. Filmlerin farklı yıllar ve ülkelerden olmasına da dikkat edilmiştir. Söz konusu karakterlerin duygu yönetimine bakılırken; karakterin ses tonu, kurduğu cümleler, beden dili ve mimiklerine dikkat edilmiştir. Filmler, alıntılar ve fotoğraflar alınarak yorumlanmıştır. Yaylacı (2006) tarafından belirlenen duygu yönetiminin alt boyutları olan; öz denetim, öz bilinç, empati, iletişim, sosyal becerilere bakılarak yapılan analiz sonucunda; Hababam Sınıfı (1975) filminde, öğrencilerin akademik başarısından çok ahlaklı olmalarına önem veren, duygusal gelişimlerine yönelik çabaları olan Mahmut Hoca'nın duygularını yönetebilen bir yönetici olduğu görülmektedir. Mahmut Hoca gelmeden önce başarısız olan Hababam Sınıfı, Mahmut Hoca'nın gelmesiyle değişmiş ve başarılı şekilde mezun olmuştur. Bu değişim, duyguları yönetmenin okul başarısı üzerinde ne kadar etkili olduğunun göstergesidir. Okulda görev yapan öğretmenlerin de bu değişim sonucunda, mesleklerine olan sevgilerinin arttığı görülmüştür. Sessizlik (Do-ga-ni) filmine baktığımızda yurt müdürü, okul müdürü ve idari amirin duygu yönetim becerisine sahip olmadıkları; çocuklara cinsel istismar uygulanmasından, yapılan kötülükleri görmezlikten gelmelerinden, işitme engelli öğrencilerin olduğu okulda yönetici olmalarına rağmen işaret dilini öğrenmemelerinden anlaşılabilmektedir. Filme baktığımızda duyguların yönetilmediği okulda çocukların mutsuz olduğu görülmektedir. Kendilerine değer veren insanlarla karşılaştıklarında ise başkalarından farklı olmadıkları ve kendilerini önemli hissettikleri de görülmüştür. Bana Güven (Leon On Me) filminin bulgularından çıkan sonuç ise okul müdürünün okul başarısını düşüren kişilere karşı duygularını yönetemezken, diğer öğrencilere karşı başarılı olduğudur. Çalışanların müdürün sert davranmasından rahatsız olmalarına rağmen öğrencilerin başarısı için müdürün istediklerini yapmaları müdüre güvendiklerini göstermektedir. Filmin başında kavganın eksik olmadığı başarısız okul, filmin sonunda tam tersi bir okula dönüşmektedir. Araştırma sonuçlarına bakıldığında, duygu yönetiminin örgüt içerisinde etkili olduğu görülmektedir. Bu nedenle yöneticilerin duygu yönetim becerisine sahip olmaları gerekliliği kaçınılmaz bir durumdur. Araştırmanın sonuçlarından hareketle duygu yönetimi için eğitimler, duyguların rahatça ifade edebileceği okul dışı geziler düzenlenmesi ve araştırmanın farklı filmler ya da araştırma yöntemleri yapılması gibi öneriler geliştirilmiştir.
Cinema; By transferring the facts in the society to people, it reflects their experiences, influences and directs the society. At the same time, it can reach more people as a mass communication tool. Being able to manage emotions is self-awareness, being aware of the emotions underlying both one's own and others' behavior and being able to control these emotions. In this research, 50 films with educational content recommended by the Ministry of National Education to educators were watched. The aim of the study is to examine the emotion management skills of film directors and reveal the contribution of these skills on education. 50 films were watched and 5 of them were not included in the study because they were documentaries. 35 of the remaining 45 films were found to be directors. The number of scenes in which the directors took part in the films is indicated in the table. The research is a qualitative research and document analysis method was used. The films were determined by the criterion sampling technique and maximum sampling technique, which one is of the purposeful sampling techniques that will serve the purpose of the research. For this reason, the 3 films in which the emotion management of the managers can be observed and the managers are the most were selected. Attention was paid to the fact that the films were from different years and countries. While examining the emotion management of the characters in question, attention was paid to the character's tone of voice, sentences, body language and facial expressions. The films were interpreted by taking quotes and photographs. Sub-dimensions of emotion management determined by Yaylacı (2006); As a result of the analysis made by looking at self-control, self-awareness, empathy, communication and social skills; In the movie The Hababam Class (Hababam Sınıfı) (1975), it is seen that Mahmut Hoca (teacher Mahmut), who gives importance to the morals of the students rather than their academic success and makes an effort for their emotional development, is a manager who can manage their emotions. Students of Hababam Sınıfı weren't successful before Mahmut Hoca. With the arrival of Mahmut teacher, the students changed and they all graduated successfully. This change is an indicator of how effective the management of emotions on school success. As a result of this change, it is seen that the love of the teachers working at the school for the profession has increased. When we look at the movie Do-ga-ni (Sessizlik), it's understood that the dormitory principal, school principal and administrative supervisor do not have emotion management skills. This situation is understood from the sexual abuse of children, their ignorance of the evil done, and the fact that they do not learn sign language despite being the administrators of the school for the deaf.. When we look at the movie, it is seen how children are unhappy in the school where emotions aren't managed, but when they meet people who value them, they aren't different from others and they feel important. The result of the findings of the movie Leon On Me (Bana Güven) is that the school principal cannot manage his feelings towards those who reduce his school success, but he is successful in managing his feelings towards other students. It is seen that the manager's harsh attitude towards his employees makes his employees unhappy. Despite these happening, the fact that the employees do what the principal wants for the success of the students also shows us that they trust the principal. At the beginning of the movie, the manager, who is unaware of the behaviors that negative emotions create in him, realizes towards the end that his relationship with the employees improves. The unsuccessful school, where there are always fights at the beginning of the movie, its became to opposite school to the end of the movie. When the research results are evaluated, it is seen that emotion management is effective in the organization. For this reason, it is inevitable for managers to have emotion management skills. Based on the results of the research, suggestions such as trainings for emotion management, organizing out-of-school trips where emotions can be expressed comfortably, and making different films or research methods of the research have been developed.
