Bu kesitsel ve betimsel çalışma iki temel amaç doğrultusunda yürütülmüştür. İlk
olarak Aydın ili Efeler ilçesinde Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı devlet liseleri ile özel
liselerin 9., 10. ve 11. sınıflarında öğrenimini sürdüren öğrencilerde problemli internet
kullanımı ve dijital oyun oynama davranışının yaygınlığı ile hikikomori riskinin
belirlenmesi amaçlanmıştır. İkinci olarak ise, ergenlik dönemindeki bireylerde problemli
internet kullanımı ve dijital oyun oynama davranışı ile NEİY/Hikikomori riskinin
etiyolojisinde algılanan ebeveyn tutumları (duygusal sıcaklık, reddedicilik, aşırı
koruyuculuk) ile kimlik bocalamasının rolünün belirlenmesi hedeflenmiştir. Bu iki temel
amacın yanında mevcut çalışmada, algılanan ebeveyn tutumları ile problemli internet
kullanımı, dijital oyun oynama davranışı ve NEİY/Hikikomori riski arasındaki ilişkilerde
kimlik bocalamasının aracı rolünün incelenmesi amaçlanmıştır. Söz konusu bu amaçlar
doğrultusunda, çoklu örnekleme içinde küme örneklem yöntemi kullanılarak ulaşılan 1128
öğrenciye Demografik Bilgi Formu, SanalMetre, İnternet Bağımlılık Ölçeği, Dijital Oyun
Bağımlılığı Ölçeği, NEİY/Hikikomori Riski Ölçeği, Kimlik Duygusu Değerlendirme Aracı
ve Kısaltılmış Algılanan Ebeveyn Tutumları - Çocuk Formu uygulanmıştır. İstatistiksel
analizler yaşları 13 ile 18 arasında değişen 461'i erkek olmak üzere toplam 980 öğrenciden
elde edilen geçerli veriler ile yapılmıştır. Bu kapsamda öncelikle Uchida ve Norasakkunkit
(2015) tarafından geliştirilen NEİY/Hikikomori Riski Ölçeği'nin Türkçe'deki psikometrik
özellikleri incelenmiştir. Açımlayıcı faktör analizi sonucunda varyansın %52.36'sını
açıkladığı belirlenen ölçek için cronbach alfa iç tutarlık değeri .73, Freeter Yaşam Tarzını
Tercih Etme alt ölçeği için .60, Öz-yeterlik Eksikliği alt ölçeği için .74 ve Geleceğe Yönelik
Belirsiz Hedefler alt ölçeği için .87 olarak bulunmuştur. Doğrulayıcı faktör analizi de
vi
NHRÖ'nün ergenlik dönemindeki lise öğrencilerinden oluşan örneklemde doğrulandığına
işaret etmiştir. Ardından problemli internet kullanımı açısından araştırmanın örneklemini
oluşturan ergenlerin %.5'inin patolojik internet kullanıcısı olduğu, %14.6'sının sınırlı sayıda
belirti gösterdiği ve %85'inin belirti göstermediği belirlenmiştir. Problemli dijital oyun
oynama davranışı açısından ise, monotetik formata göre ergenlerin %12.3'ünün yüksek
riskli, politetik formata göre ise %33.7'sinin riskli oyuncu olduğu bulunmuştur. Hikikomori
riski açısından ise, NEİY/Hikikomori riskinin düşük olduğu ve sosyal içe çekilme riski
yüksek ergen olmadığı belirlenmiştir. Yapılan regresyon analizleri sonucunda; problemli
internet kullanımına ilişkin elde edilen bulgular; algılanan aşırı koruyucu ve reddedici
ebeveyn tutumları ile kimlik bocalamasının problemli internet kullanımını olumlu yönde
yordadığını göstermiştir. Buna ek olarak, kimlik bocalamasının, ebeveynlerin duygusal
sıcak, aşırı koruyucu ve reddedici olarak algılanması ile problemli internet kullanımı
arasındaki ilişkiye aracılık ettiği görülmüştür. Problemli dijital oyun oynama davranışı
açısından ise, algılanan anne ve baba tutumları açısından farklılık olduğu dikkat çekmiştir.
Anne tutumları ile yapılan analizler; algılanan reddedici anne tutumu ve kimlik
bocalamasının problemli dijital oyun oynama davranışını olumlu yönde yordadığına işaret
etmiştir. Baba tutumları ile yapılan analizler ise, algılanan reddedici baba tutumu ve kimlik
bocalamasının problemli dijital oyun oynama davranışını olumlu yönde, algılanan duygusal
sıcak baba tutumunun ise problemli dijital oyun oynama davranışını olumsuz yönde
yordadığını göstermiştir. Buna ek olarak; kimlik bocalamasının, ebeveynlerin duygusal
sıcak, aşırı koruyucu ve reddedici olarak algılanması ile problemli dijital oyun oynama
davranışı arasındaki ilişkiye aracılık ettiği belirlenmiştir. NEİY/Hikikomori riski açısından
yapılan analizler sonucunda elde edilen bulgular ise, kimlik bocalamasının
NEİY/Hikikomori riskini olumlu yönde, algılanan duygusal sıcak ve aşırı koruyucu ebeveyn
tutumunun ise NEİY/Hikikomori riskini olumsuz yönde yordadığına işaret etmiştir. Buna ek
olarak; kimlik bocalamasının, ebeveynlerin duygusal sıcak, aşırı koruyucu ve reddedici
olarak algılanması ile sosyal içe çekilme riski arasındaki ilişkiye aracılık ettiği görülmüştür.
Çalışmanın son kısmında ise, elde edilen tüm bu bulgular alanyazın ışığında tartışılarak,
mevcut çalışmanın sınırlılıklarından söz edilmiş ve ileride yapılacak çalışmalar için birtakım
öneriler sunulmuştur.
This cross-sectional and descriptive study was conducted for two main purposes. First
of all, it was aimed to investigate the prevalence of problematic internet use and digital
game playing behavior and the risk of hikikomori among 9th, 10th and 11th grades students
of high schools affiliated to the Ministry of National Education in Efeler district of Aydın.
Second of all, it was aimed to investigate the role of perceived parental attitudes (emotional
warmth, rejection, over-protection) and identity confusion in the etiology of problematic
internet use, problematic digital game playing behavior and risk of hikikomori in
adolescents. In addition to these two main purposes, the present study aimed to examine the
mediating role of identity confusion on the relationship between perceived parental attitudes
and problematic internet use, digital game playing behavior, and hikikomori risk. In
accordance with this purpose, Demographic Information Form, CyberMeter, Internet
Addiction Scale, Digital Game Addiction Scale, NEET/Hikikomori Risk Scale, Instrument
for Assessing Identity Confusion and The Egna Minnen Betraffande Uppfostran were
administered to 1128 students who were reached using the cluster sampling method in
multiple sampling. Statistical analyzes were conducted with 980 students (aged between 13
and 18, 461 boys and 439 girls) valid data. In this context, firstly, psychometric properties
of NEET/Hikikomori Risk Scale developed by Uchida and Norasakkunkit (2015) in Turkish
were examined. As a result of the exploratory factor analysis, the Cronbach's alpha value
was found to be .73 for the scale which was determined to explain 52.36% of the variance,
.60 for Freeter Lifestyle Preference subscale, .74 for Lack of Self-Competence subscale and
.87 for Uclear Ambition for the Future subscale. Confirmatory factor analysis also pointed
out that the NHRS was validated in adolescent sample. Afterward, in regards to problematic
viii
internet use, it was determined that .5% of the adolescents were pathological internet users,
14.6% had limited number of symptoms and 85% had not any symptoms. In regards to
problematic digital gaming behavior, it was found that 12.3% of the adolescents were high
risky gamers according to the monothetic format and 33.7% were risky gamers according to
the polyethetic format. In terms of the risk of hikikomori, it was determined that
NEET/Hikikomori risk was low and there aren't any adolescents with high social
withdrawal risk. In consequence of the regression analysis, the findings related to
problematic internet use; pointed out that perceived parental attitudes (overprotection and
rejection) and identity confusion positively predicted problematic internet use. Furthermore,
the relationship between perceived parenting attitudes (emotional warmth, overprotection
and rejection) and problematic internet use was mediated by identity confusion. It was
surprising to obtain different results about perceived mother and father attitudes related to
problematic digital game playing behavior. While analyzes conducted with perceived
maternal attitudes showed that perceived maternal rejection and identity confusion
positively predicted problematic digital game-playing behavior. Analyzes with perceived
paternal attitudes showed that while perceived paternal rejection and identity confusion
positively predicted problematic digital game playing behavior, perceived paternal
emotional warmth negatively predicted problematic digital game playing behavior. In
addition; the relationship between perceived parenting attitudes (emotional warmth,
overprotection and rejection) and problematic digital game playing behavior was mediated
by identity confusion. As a result of the regression analysis, the findings related to
NEET/Hikikomori risk indicated that identity confusion positively predicted the
NEET/Hikikomori risk. Perceived parental emotional warmth and overprotective attitudes
were negative predictors of NEET/Hikikomori risk. Additionally; the relationship between
perceived parenting attitudes (over-protection, rejection and emotional warmth) and
NEET/Hikikomori risk was mediated by identity confusion. In the last part of the study, all
these findings were discussed in the light of the literature, the limitations of the present
study were mentioned and some suggestions for future studies were presented