Postmodern dönemde renkli, ışıklı ve büyülü alanlar ve milyonlarca çeşit mal ve
hizmeti barındıran tüketim merkezleri bulunmaktadır. Ayrıca, aşırı ve bolca sergilenen mal,
hizmet ve deneyimlerin tüketimi teşvik etmesi ve çok büyük bir metrekarede uçsuz bucaksız
alanların ihtişamı tüketiciyi cezbetmektedir. Tüketim merkezleri ya da tüketim araçları diye
ifade edilen bu yerler sihirli ve büyüyü içinde barındıran ve boş zamanların
değerlendirildiği, ayrıca birer cazibe ve fantezi merkezi olarak faaliyet gösterildiği için
tüketim katedralleri olarak da anılmaktadır. Estetikleşen tüketim büyülü ve mistik bir
imgeye dönüşmekte ve tüketimin gerçekleştiği büyülü mekânlar olarak tüketiciye kattığı
duygulardan dolayı tüketim katedrallerinde eğlence ve tüketim iç içe geçmiş durumdadır.
Tüketim merkezlerinin sunduğu ekstravaganza ve simülasyonların büyüklüğünü ve
çeşitliliğini artırarak onları büyülemek ve tüketiciler için çekiciliğini sürdürmek
amaçlanmaktadır. Tüketicileri kendilerine çekerek paralarını almak üzere kurulmuş ve
planlanmış olan tüm tüketim merkezleri postmodern dönemde daha çok talep oluşturmak
için büyülü ve fantastik ortamlar sunmaktadırlar. Tüketim merkezleri sunduğu büyülü ve
cezbedici atmosferi ile hazcı bir ortam sunarken farklı temalar ve simülasyonlar
kullanmaktadırlar. Tüketim merkezlerinin gerçek yerine teknolojiden yararlanarak
simülasyonlar sunması hipergerçeklik ortamı yaratmaktadır. İnsanları tüketime teşvik etmek
ve ziyaret etmelerini sağlamak için estetik olarak tasarlanmış olan tüm tüketim merkezleri
tek bir platformda birçok imkân sunarak deneyimin niteliğini daha verimli hale
getirmektedir. Tüketim merkezlerini yönetenler tüketimi birer eğlence aracı olarak
gördükleri için tüketim daha az mal, daha az hizmet sunmayla beraber daha çok eğlence ve
deneyim imkânları ile ilgili olmuştur. Günümüzde tüketim merkezleri tema parkları, oteller,
stadyumlar, havalimanları ve kumarhaneler olarak çeşitlilik gösterebilmektedir. Bu tüketim
vi
merkezleri sunduğu büyülü ve cezbedici atmosferi ile hazcı bir anlayışı kabul ettirmektedir.
Tema parkı ve otelleri hem dünyada hem de Türkiye’de son yıllarda çok ziyaret edilen
tüketim merkezlerinden biri haline gelmiştir. Hem yerli hem de yabancı ziyaretçilerin bu
tema parkı ve otellerine ziyaretlerini incelemek öncelikle tüketici davranışları konusudur.
Son yıllarda pazarlama, ekonomi ve turizm alanında deneyim ekonomisi ve
deneyimsel pazarlama konuları büyük önem kazanmıştır. Bu çalışma, eğitim, eğlence,
estetik ve kaçış deneyimi içeren Deneyim Ekonomisi Unsurları ile hedonizm, yenilik, yerel
kültür, ferahlık, anlamlılık, ilgilenim ve bilgi unsurlarını içeren Turizm Deneyimi
Unsurlarını deneyimsel pazarlama perspektifinden incelemektedir. Bu çalışmada,
Antalya’da bulunan The Land of Legends’i ziyaret eden Türk, Rus, Arap ve İngiliz olmak
üzere 4 farklı milliyetten 400 ziyaretçiden oluşan çok uluslu bir örneklem
değerlendirilmiştir. Söz konusu tema park ve oteli farklı milliyetlere ev sahipliği yapması ve
deneyimsel pazarlamaya dayalı bir araştırma için oldukça uygun olması sebebiyle
seçilmiştir. Örnekleme ait verilerin analizi için R programı ve JASP kullanılmıştır. Her iki
program kapsamında da lavaan adlı paket (lavaan package) içerisinde yer alan algoritmalar
kullanılmıştır. Yapısal eşitlik modelinin (YEM) kurulması aşamasında JASP, yapısal eşitlik
modeline ilişkin görselin oluşturulmasında ve ölçme değişmezliğinin belirlenmesine ilişkin
analizlerde ise R programı kullanılmıştır. Gerçekleştirilen analiz sonuçlarının güvenirlik
düzeyinin arttırılması anlamında veri seti varsayımlar anlamında incelenmiştir.
Kültürler arası farklılıkların deneyim ekonomisi ve turizm deneyimi unsurları ve
deneyimsel memnuniyetlerinin incelenmesi sonucunda, bu faktörlerin milliyetler arasında
farklılık yaratabileceği sonucuna ulaşılmıştır. Ancak, sadakat niyetleri ise milliyetler
arasında farklılık yaratmadığı, dört farklı milliyete sahip ziyaretçilerin benzer niyet
taşıyabileceği sonucuna varılmıştır. Bu nedenle, kültürel farklılık ve çeşitliliğin yüksek
olduğu alanlarda farklı hedef gruplarına hitap eden deneyimsel pazarlama faaliyetleri
yapılmalıdır. Ayrıca, her toplumun kendi kültürel değerlerine sahip olması, bireylerin
milliyetlerin deneyim değerlendirmeleri üzerinde çeşitlendirici bir etkiye sahip olması
beklenebilir. Bu çalışma, deneyim ekonomisi ve turizm deneyimi unsurlarını baz alarak
deneyimsel pazarlama bakış açısıyla tema parkı ve otelini ziyaret eden farklı milliyetlerden
ziyaretçilerin kültürel farklılıkları açısından değerlendiren öncü çalışmalardan biri olması ve
metodoloji ve bulgular açısından da değerli olması, gelecekte benzer araştırmalar yapacak
diğer araştırmacılar için faydalı olabilir. Ayrıca, bu araştırmanın sonuçları turizm
vii
işletmelerinin ve tema parkı ve oteli yöneticilerinin ziyaretçi deneyimlerini sağlamada,
iyileştirmede ve sürdürmede hangi anlayış ve strateji ile hareket etmelerine önerilerde
bulunmaktadır. Dahası, bu çalışmanın sonuçları turizm ve pazarlama literatürüne katkı
sağlamaktadır.
In the postmodern period, there are many colorful, lightened, and magical areas in
the consumption centers with millions of goods and services. Besides, the encouragement of
consumption of excessive and abundant goods, services, and experiences and the
magnificence of the vast areas in a very large square meter attract the consumer. These
places, which are called consumption centers or consumption tools, are also known as
cathedrals of consumption, as they function as centers of attraction and fantasy where
leisure time activities spent. Aesthetic consumption turns into a magical and mystical image,
and entertainment and consumption are intertwined in consumption centers due to the
emotions it adds to the consumer as magical places. It aims to enchant consumers and
maintain their appeal by increasing the number and variety of the extravagances and
simulations offered by consumption centers. All consumption centers, which were
established and planned to attract consumers and get their money, offer magical and
fantastic environments to create more demand in the postmodern period. Consumption
centers use different themes and simulations while offering a hedonic environment with
their magical and attractive atmosphere. Consumption centers offer simulations using
technology instead of reality, creating a hyperreality. All consumption centers, which are
aesthetically designed to encourage people to consume and make them visit, make the
quality of the experience more efficient by presenting many possibilities on a single
platform. Since those who manage the consumption centers consider consumption as a
means of entertainment, consumption has been related to fewer goods, fewer services, and
more entertainment and experience possibilities. Today, consumption centers can vary as
ix
theme parks, hotels, stadiums, airports, and casinos. These consumption centers offer a
hedonic understanding with their magical and attractive atmosphere. Theme parks and
hotels, both in the world and in Turkey in recent years has become one of the most visited
consumption centers. Examining the visits of both local and foreign visitors to these theme
parks and hotels is firstly a matter of consumer behavior.
In recent years, the experience economy and experiential marketing issues in the
field of marketing, economy, and tourism have gained great importance. This study
examines the Elements of Experience Economy, which includes education, entertainment,
escape and esthetics, and the Elements of Tourism Experience, which include hedonism,
involvement, meaningfulness, refreshment, local culture, knowledge, novelty elements,
from an experiential marketing perspective. In this study, a multinational sample consisting
of 400 visitors from 4 different nationalities, Turkish, Russian, Arab, and British, who
visited The Land of Legends in Antalya, was evaluated. The theme park and hotel in
question was chosen because it hosts different nationalities and is very suitable for
experiential marketing research. R program and JASP were used to analyze the data of the
sampling. The algorithms included in the lavaan package were used within the scope of both
programs. JASP was used during the establishment of the structural equation model (YEM),
and the R program was used in the creation of the visual of the structural equation model
and in the analysis of the measurement invariance. The data set was analyzed in terms of
assumptions to increase the reliability level of the analysis results.
As a result of examining the experience economy and tourism experience elements
of cultural differences and their experiential satisfaction, it has been concluded that these
factors can make a difference between nationalities. However, it was concluded that loyalty
intentions do not make any difference between nationalities, and visitors of four different
nationalities may have similar intentions. So, experiential marketing activities that appeal to
different target groups should be carried out in areas where cultural difference and diversity
is high. Also, each society can be expected to have its own cultural values, to have a
diversifying effect on the experience assessment of individuals' nationalities. This study is
one of the leading studies that examine the cultural differences of visitors from different
nationalities. This study is one of the leading studies that examine the cultural differences of
visitors from different nationalities. The methodology and findings of this study can be
useful to other researchers who will conduct similar research in the future. Besides, the
x
results of this research provide suggestions on what understanding and strategy should
tourism businesses and theme park and theme hotel managers act within providing,
improving, and maintaining visitor experiences. Moreover, the results of this study
contribute to tourism and marketing literature.