Cumhuriyet Devri Türk Edebiyatı’nda, Modern Türk öykücülüğünde özgün tarzıyla
ön plana çıkmış ve öyküde yarattığı yeniliklerle, kendisinden sonra gelen edebiyat kuşaklarına
da yol göstermiş olan Sait Faik Abasıyanık, kötümserliğin yıkıcı ve yapıcı etkilerine insan
ilişkileri ve objeler aracılığıyla öykülerinde yer vermektedir.
Kötümserlik, felsefi derinliği olan bir kavram olduğu için, bu çalışmada detaylı bir
şekilde araştırılmıştır. Kötümserlik düşüncesi üzerine önemli eserler yazan Arthur
Schopenhauer odağında okumalar yapılarak kötümserlik kavramı aydınlatılmaya
çalışılmıştır. Öykülerde kötümserlik düşüncesinin karşıt ya da benzer halkalarını oluşturan
nostalji, umut, umutsuzluk, yas, yabancılık, ötekileştirilme, kaygı, merhamet ve sevgi üzerine
düşünülmüş ve tüm bunların ışığında Sait Faik Abasıyanık’ın kötümserliği hissettiren
öyküleri incelenmiştir. Sait Faik Abasıyanık öyküsünü kötümserlik odağında okuyarak
edebiyat araştırmalarına bir yenilik kazandırmak amaçlanmıştır.
Sait Faik Abasıyanık, who came to the forefront with his original style in modern
Turkish storytelling and guided the literary generations that came after him with the
innovations he created in the story, includes the destructive and constructive effects of
pessimism in his stories through human relations and objects, in the Turkish Literature of the
Republic Period.
Since pessimism is a concept that has philosophical depth, it has been meticulously
analyzed in this study. By focusing on Arthur Schopenhauer, who wrote important works on
pessimism, and by making intellectual readings, the concept of pessimism has tried to be
enlightened. Nostalgia, hope, despair, mourning, strangeness, marginalization, anxiety,
compassion and love, which constitute the opposite or similar links of pessimism in the
stories, are considered. Sait Faik Abasıyanık's stories which make feel pessimistic are studied.
It has intended to bring innovation to literary research by reading the stories of Sait Faik
Abasıyanık with the focus of pessimism.