Kaside, Arap edebiyatında doğmuştur. İran edebiyatında değişikliklere uğrayarak
gelişmiştir ve oradan da Türk edebiyatına girmiştir. Türkler, Arap ve Fars edebiyatlarından
faydalanırken onların nazım şekillerini de benimsemişlerdir. Bu nazım şekillerinden biri
kasidedir ve tüm İslam dünyasına yayılmıştır. İslam dünyasında kasidenin hızla
yayılmasının en önemli sebebi Hz. Muhammed’e duyulan sevgi ve saygıdır.
Büyük İslam şairlerinden, Şeyh İmam Şerefüddin Ebu ‘Abdullah Muhammed bin
Sa’id el-Busiri’ Hz. Muhammed için yazdığı kasidelerle şöhrete kavuşmuştur. Peygamber
aşığı olan şairin en meşhur eseri Kaside-i Bürde’dir. Hz. Muhammed’in üstünlüğünü anlatan
ve onu öven kıymetli bir kasidedir.
Kaside-i Bürde, Türk edebiyatında oldukça fazla ilgi görmüştür. Bu ilgi pek çok şair
tarafından şiirin şerh edilmesine vesile olmuştur. Türk edebiyatına yapılan şerhlerden birisi
de Mustafa b. Ahmed el-Bosnevî’nin Zübdetü’ş-Şürûhi’t-Türkiyye adlı mensur Kaside-i
Bürde şerhidir. Mustafa b. Ahmed el-Bosnevî’nin Zübdetü’ş-Şürûhi’t-Türkiyye adlı eseri
üzerine yapacağımız çalışmanın içeriğini, metnin incelenmesi ve transkripsiyonu
oluşturacaktır.
Eulogy was born in Arabic literature. It has been developed by undergoing changes in
Iran literature and from there it entered into the Turkish literature. While Turks have been
benefiting from Arabic and Persian literature, they have also adopted their verse forms. One
of these verse forms is eulogy and it spreads to the whole Islamic world. The most important
reason for the rapid spreading of the eulogy in the world of Islam is that it is a love and
respect for the Prophet.
Sheikh Imam Şerefüddin Ebu ‘Abdullah Muhammed bin Sa’id el-Busiri’, who is one
of the great Islamic poets gained fame with the eulogies he wrote for Muhammad. The most
famous work of the poet who was a lover of the prophet is Kaside-i Bürde. It is a precious
eulogy that tells about Muhammad's superiority and praises him.
Kaside-i Bürde has attracted a lot of attention in Turkish literature. This interest led
many poets to expound the poem. One of the commentaries made to Turkish literature is
Mustafa b. Ahmed el-Bosnevî’s prose named Zübdetü’ş-Şürûhi’t-Türkiyye, annotation of
Kaside-i Bürde. The content of the work we will do on Mustafa b. Ahmed el-Bosnevî’s
work named Zübdetü’ş-Şürûhi’t-Türkiyye will be constituted by the examination and
transcription of the text.