Menteşeoğulları Beyliği’nin doğuşunda en önemli faktör, XIII. yüzyılda gerçekleşen
büyük Moğol istilası dolayısıyla Anadolu’ya yapılan büyük Türkmen göçüdür. Diğer
beyliklerin kurucuları gibi Menteşeoğullarının ataları da bu göçle Anadolu’ya gelmişlerdir.
Toroslar ve Batı Anadolu uçlarında yığılan Türkmen kitleleri, Moğol baskısı ve Türkiye
Selçuklu devletinin çözülüşüne paralel olarak, kendi adlarına fetihler yaparak, beyliklerini
kurdular. Menteşe Beyi ilk defa Karamanoğullarıyla birlikte tarih sahnesine çıkmıştır. Daha
sonra Bizans’ın Karia eyaletini fethettiğini gördüğümüz Menteşe Bey bağımsız bir siyasi
otorite niteliğiyle dikkat çeker. Beyliğin kuruluş aşamasında dış ilişkiler olarak, ilk
münasebetler Bizans’la yaşanmıştır. Bu münasebetlerin genellikle askeri özellik taşıdığı
görülmektedir. Daha sonra Latinlerle askeri, diplomatik ve ticari münasebetler geliştiren
Menteşeoğulları, önemli bir deniz gücü olarak deniz gazaları gerçekleştirdi. Hıristiyan
güçlerle yapılan savaşlar ticari münasebetlerin gelişmesine engel olmadı. Bu bağlamda
Venediklilerle birçok defa anlaşmalar yaptıkları görülmektedir. Ceneviz ve Katalanlarla ise
daha çok askeri nitelikte ittifak ilişkileri dikkat çekmektedir.
Osmanlı hükümdarı I. Murad döneminde Menteşeoğullarıyla ilişkiler iyi komşuluk
ve dostluk temelinde başlamıştır. Bu dönemde siyasi ve askeri üstünlüğü bütün Anadolu’da
tanınmış olan Osmanlılar Menteşeoğulları Beyliği’ne de nüfuzlarını kabul ettirmişlerdir.
Yıldırım Bayezid döneminde ise Osmanlılar Anadolu Beyliklerine karşı hukuki ve
meşruiyete dayalı üstünlüğünü kabul ettirme siyasetinden vazgeçerek doğrudan ilhak
politikasına yönelmişlerdir. Nitekim Yıldırım Bayezid 1390’da başladığı Anadolu
Seferi’nde Menteşeoğulları ve diğer Batı Anadolu Türk Beylikleri’ni askeri güç kullanarak
ortadan kaldırdı. Timur’un Anadolu’ya seferi ve 1402 Ankara Savaşı, hukuken
Menteşeoğulları Beyliği’nin yeniden kurulmasına yol açmıştır. Fetret Devri boyunca
Menteşeoğulları, Osmanlılar arasındaki taht mücadelesinde denge siyaseti izleyerek
güçlenmeye çalıştılar. Çelebi Mehmed ve II. Murad meşruiyete bağlı kalarak ve askeri
vi
müdahale için hukuki gerekçelere dayanarak Menteşeoğulları Beyliği’ne son verdi.
The most important factor in the birth of the Menteşeoğulları Principality is the great
Turkmen migration to Anatolia due to the great Mongolian invasion in the 13th century.
Like the founders of other principalities, the ancestors of Menteşeoğulları also came to
Anatolia with this migration. The Turkoman masses, who gathered in the Taurus Mountains
and Western Anatolia, established their principalities by making conquests in their own
name in parallel with the Mongol pressure and the collapse of the Turkish Seljuk State.
Menteşe Bey appeared on the stage of history for the first time with the Karamanoğulları.
Menteşe Bey, who conquered the Byzantine province of Karia, draws attention with the
quality of an independent political authority. During the establishment of the principality,
the first relations as foreign relations were experienced with Byzantium, and these relations
generally have military characteristics. Menteşeoğulları, who later developed military,
diplomatic and commercial relations with the Latins, realized a naval holy war as an
important naval power. The wars with the Christians did not hinder the development of
commercial relations. In this context, it is seen that they made agreements with the
Venetians many times. On the other hand, military alliance relations with Genoese and
Catalans draw attention.
Relations with Menteşeoğulları started on the basis of good neighborliness and
friendship during the reign of the Ottoman ruler Murad I. In this period, the Ottomans,
whose political and military superiority was recognized all over Anatolia, made the
Menteşeoğulları Principality accept their influence. In the period of Yıldırım Bayezid, the
Ottomans abandoned the policy of imposing their legal and legitimacy-based superiority
against the Anatolian Principalities, and directly turned to the policy of annexation.Yıldırım
viii
Bayezid destroyed the Menteşeoğulları and other Western Anatolian Turkish Principalities
by using military force in the Anadolu Savaşı he started in 1390. Timur's expedition to
Anatolia and the 1402 Ankara War led to the re-establishment of the Menteşeoğulları
Principality legally. During the Interregnum, Menteşeoğulları tried to become stronger by
following a policy of balance in the struggle for the throne between the Ottomans. Çelebi
Mehmed ve II. Murad put an end to the Menteşeoğulları Principality by adhering to
legitimacy and relying on legal justifications for military intervention