Özet:
Yaşlanma çok kişi tarafından, “kaçınılmaz kayıpların” yaşandığı fizyolojik bir süreç olarak
tanımlanır. Ancak bu tanım yaşlı kişilerin bireysel sağlık algılarındaki belirgin kültürel
farklılıkları açıklayamaz. Bu durumu açıklayabilecek nedenler arasında ise kişinin “yaş algısı”
bulunur.
Bir kişinin yaş alma sürecindeki öznel deneyimi; yaş algısıdır ve kişi kendisini
olduğundan daha genç, yaşlı ya da olduğu yaşta algılayabilir. Yaş algısı özellikle geç yaşamdaki
sağlıklılık durumunu yansıtır ve oldukları yaştan daha genç hissedenler daha iyi işlevsel sağlık
gösterirler. Biz de ileri yaşlarda yaş algısının sağlık üzerine etkileri olduğu bilgisiyle yaş
algısını oluşturan ve etkileyen faktörleri araştırmayı amaçladık.
Çalışmaya 50 yaş üzeri kişi üst yaş sınırı belirlenmeden alındı. Ulaşılması gereken
evrenin %85’i olan 228 kişiye araştırmacılar tarafından hazırlanan anketler yüzyüze görüşme
tekniği ile 2020 yılı Ocak, Şubat ve Mart aylarında uygulandı. Analizler için SPSS 21.0
programı kullanıldı.
Daha genç ya da daha yaşlı hissetme, hayatta bulunduğu durumdan memnun olma ve
gelecek için umutlu olma durumları bağımlı değişkenlerken; cinsiyet, yaş, medeni durum,
eğitim durumu, düzenli iş, sigara ve alkol kullanımı, hobi varlığı, egzersiz yapma, sosyal
aktiflik, kronik hastalık varlığı, daha önce boşanma durumu, çocuk varlığı, emeklilik, ev sahibikira durumu, sosyal güvence varlığı, evcil hayvan besleme, kişileri kötü etkileyen bir olayın
varlığı bağımsız değişkenlerdi. Bağımlı değişkenler ile bağımsız değişkenler arasındaki ilişki
χ
2
testi ile, bulunduğu durumdan memnuniyet ve gelecek için umutlu olma ile bağımsız
değişkenler arasındaki ilişki ise lojistik regresyon analizi ile değerlendirildi. Tüm analizler için
p<0.05 anlamlı kabul edildi.
Daha genç hissetmek için belirlediğimiz tek faktör; sosyal aktif olmaktı. Bulunduğu
durumdan memnuniyet nedenleri; erkek cinsiyet, yüksek gelir, sosyal olarak aktif, sosyal
güvence sahibi, boşanmış ve kira vermiyor olmaktı. Gelecekten memnuniyet nedenleri ise;
yüksek gelir, hobi sahibi, sosyal aktif olma, düzenli egzersiz, kronik sağlık problemi ve emekli
olmamaktı.
viii
Lojistik regresyon ile değerlendirildiğinde; geliri yüksek olanların hayatta oldukları
yerden memnun oldukları, geliri yüksek ve hobisi olanların ise gelecekten daha umutlu
oldukları belirlendi.
Tüm bu değerlendirmelerin ışığında ülkemizde yaşlılar için eylem planları ve sağlık
hizmet programları oluşturulmasında kullanılabilecek, kişisel gelişim ve yaşlanmanın etki ve
yapısını anlamamıza yardımcı olacak, yaş algısını araştıran daha geniş çaplı çalışmalara
ihtiyacımız bulunmaktadır.