Özet:
Serviks kanseri, rahim ağzı kanser olarak bilinir. Bu kanser türünün kadınlarda görülme sıklığı yüksek olmakla birlikte, kanserle ölümler arasında yaygın olarak görülmektedir. Serviks kanseri için kemaoterapiler kullanılmakta ve kombine ilaç tedavileri ile ilgili birçok çalışma bulunmaktadır. Farmasötiklerin nanopartiküller içerisine enkapsülasyonu; kontrollü salım sağlanması, ilaç toksisitesini azaltması ve istenilen bölgeye hedeflendirilebilme özellikleri sayesinde kanser tedavisinde yaşanan problemlere çözüm sunmaktadır. Eksozomlar, hücrelerin kendi yapılarından salınan nano boyuttaki veziküllerdir. Eksozomların, çeşitli hücrelere proteinleri, RNA’ ları, biyomolekülleri transfer edebileceği gösterilmiştir. Eksozomlar ilaç dağıtımı için seri üretilebilir bir kapasiteye sahip olup, tümör büyümesini baskıladığı konusunda da çalışmalar yer almaktadır. Bu tez çalışmasında bir mikrotübül inhibitörü olan kemoterapide kullanılan docetaxel’ in, eksozomlar içerisine yüklenip yeni bir taşıyıcı sistem geliştirilerek, serviks kanseri için terapötik etkileri araştırıldı. Çalışmada serviks kanser hücreleri olan HELA’ dan salınan eksozomlar izole edildi ve eksozomlara elektroporasyon yöntemiyle docetaxel yüklendi. Yükleme yapılan eksozomların karakterizasyon çalışmaları (partikül büyüklüğü, zeta potansiyeli ve enkapsülasyon etkinliği) yapıldı. Sitotoksisitenin belirlenmesi için MTT yöntemi kullanıldı. Uygun doz belirlendikten sonra servikal kanser tedavisi için hücrelere uygulandı. Docataxel yüklü eksozomların migrasyon üzerine etkisi strach testi yapıldı. Apoptoz üzerine etkilerini anlamak için Bax, Bcl-2, Pro kaspaz-3 ve Pro kaspaz-9 proteinlerinin hücre içi ifadeleri Western blot yöntemi kullanılarak saptandı. Gen ifadeleri üzerine etkisi ise RT-PCR yöntemi ile saptandı. Yapılan çalışmalar sonucunda docetaxel yüklü eksozomlar, docetaxel çözeltisine göre daha yüksek sitotoksik etkiye yol açmıştır. Çalışmalar, docetaxel yüklü eksozomların kanser tedavisinde yeni bir yol olabileceğini göstermiştir