Özet:
Endoplazmik Retikulum (ER) stresi yanlış katlanmış ya da katlanamamış proteinlerin birikmesi sonucunda ortaya çıkmaktadır. ER stresi, tüm beyin hastalıklarında, kanser ve metabolik hastalıklarda görülen adaptif bir stres cevabıdır. Eksitotoksisite, sinapslarda fazla glutamat birikimiyle meydana gelir. Kainik asit hücresel ve hayvansal modellerde eksitotoksisiteye yol açan bir toksindir. Kainik asite bağlı eksitotoksisite hücrede strese neden olur. Bu nedenle, bu çalışmada, amacımız, kainik asite bağlı eksitotoksisite ve ER stres arasındaki ilişkiyi iki majör endoplazmik retikulum stres markırı olan ATF5 ve fosforile eIF2’yı analiz ederek incelemektir.
MTT Assay Testi ile 50, 200, 1000 µM dozlarında kainik asit, N2A hücrelerine verilerek 24 saat sonunda hangi dozlarda hücre ölümü gerçekleştiği belirlendi. 24 saat inkübasyon sonucunda kontrol grubu ve kainik asit verilen hücrelerden protein ekstraktları elde edildi. Bradford Assay ile protein miktar tayini gerçekleştirildi. ER stres markırlarından; ATF5 ve fosforile eIF2 markırları western blot yöntemi ile incelenmiştir.
Kainik asit ile muamele edilmiş neuroblastoma hücrelerinde ATF5 ve fosforile eIF2 seviyelerinin kontrole göre değişmediği ilk kez gösterildi.
Çalışmamız sonucunda 50, 200, 1000 µM ve 24 saat süren kainik asit muamelesi, ATF5 ve fosforile eIF2 ile gösterilebilecek endoplazmik retikulum stresi oluşturmak için yeterli olmayabileceği düşünüldü. Süre ve konsantrasyon olarak arttırılmış kainik asit muamelesi ya da farklı markırların denenmesi gerekmektedir.