Özet:
Günümüzde uluslararası göçmen sayılarının artışı ve beraberinde gelen güvenlik sorunları özellikle Avrupa'yı ilgilendiren önemli konulardan biri haline gelmiştir. Savaşlar, doğal afetler, ekonomik gerekçeler, iklim değişiklikleri, gelir dağılımındaki adaletsizlikler, fırsat eşitsizlikleri gibi birçok neden göçlerin nedenini oluşturabilmektedir. Avrupa Birliği'nde birliği oluşturan ülkelerin iktisadi ve sosyal gelişmişlik düzeyi bu ülkelere doğru oluşan göç hareketinin temel nedenlerinden biri olmaktadır. Son yıllarda Avrupa'da göçe dayalı güvenlik kavramının ulusüstüleşmesi güvenlik yönetişimi kavramını gündeme getirmiştir. Özellikle Soğuk Savaş dönemi sonrası Avrupa Birliği güvenlik konusunda ulus üstü çabalar göstermiş, bu çabalar daha fazla sonuç elde etmeye başlamıştır. Güvenlik kavramının içeriğinin genişlemesi nedeniyle ulusal hükümetler yeterli uzmanlık ve kaynak konusunda sıkıntıya düşmüşlerdir. Özellikle mülteciler konusunun güvenlik kavramını yeniden şekillendirmesiyle birlikte hükümet dışındaki aktörler de güvenlik sürecinde rol almaya başlamışlardır. Güvenlik yönetişimi çerçevesinde ulus devletlerin yanı sıra uluslararası örgütlerin de güvenlik politikalarında göz önünde bulundurulması gerektiği ortaya çıkmıştır. Yasa dışı göç sorununda rol alan uluslararası güvenlik birimlerinden biri de Avrupa Polis Ofisi olarak adlandırılan EUROPOL'dür. EUROPOL, Avrupa Birliği üyesi ülkeler ile birliğin ortaklık kurduğu diğer ülkelerin güvenlik güçleri arasında, uluslararası organize suçlar ve terörizm konusunda iş birliği ve etkili çalışma ortamı sağlamak amacıyla kurulmuş bir birim olarak faaliyetlerini sürdürmektedir.