Özet:
Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından 1980 yıllarının başından beri önemi vurgulanan leishmaniasis, malaria ve lenfatik filariasis‘den sonra üçüncü vektör kaynaklı en önemli hastalık olarak değerlendirilmektedir. Hastalığın dünyanın pek çok yerinde visseral leishmaniasis (VL), kutanöz leishmaniasis (KL), diffuz deri leishmaniasis (DCL) ve mukokutanöz leishmaniasis (MCL) gibi değişik formları görülmektedir. Türkiye'de ise KL ve VL formları en sıklıkla görülen formlar olarak bilinmektedir. Türkiye'de KL’ye yol açan tür daha çok L. tropica iken VL’ye yol açan tür ise L. infantum olarak bildirilmektedir. Ancak son yıllarda yapılan çalışmalarda KL vakalarında VL öyküsü olmaksızın L. infantum türünün izole edildiği, yine VL vakalarında KL öyküsü olmaksızın L. tropica türünün tespit edildiği ifade edilmektedir.
Bu çalışmada da Muğla yöresinde, Veteriner kliniklerine getirilen 69 dişi ve 62 erkek köpekten kan alınarak Leishmania spp. varlığının moleküler ve serolojik yöntemle araştırılması amaçlanmıştır. Köpeklerden EDTA içeren antikoagulanlı tüplere alınan kanlardan moleküler testlerde kullanılmak üzere DNA izolasyonu yapılmış ve izole edilen DNA örneklerinde PZR yöntemi ile Leishmania spp. tespiti yapılmıştır. Aynı zamanda alınan kanlardan serum çıkartılarak, serolojik olarak IFAT testi ile değerlendirilmiştir. Çalışma sonunda 131 köpekten alınan serum örneklerine uygulanan IFAT ile 49 köpekte (%37.4) anti-Leishmania antikor titresinin 1:64 ve üzerinde olduğu tespit edilmiştir. Moleküler değerlendirmede ise dokuz köpekte (%6.87) PZR yöntemiyle Leishmania spp. bulunmuştur. Çalışma bölgesindeki 18 farklı yerleşim alanında toplam 131 köpeğin değerlendirilmesinde KVL’in seroprevalansı %37.4 olarak belirlenirken, moleküler prevalans %6.87 tespit edilmiştir.