Özet:
BROYLERDEN İZOLE EDİLEN ESCHERİCHİA COLİ’LERİN ÖNEMLİ VİRULANS
GENLERİNİN VE ANTİBİYOTİK DİRENCİNİN İNCELENMESİ
İlçebaylık, A. Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü
Mikrobiyoloji Programı, Yüksek Lisans Tezi, Aydın, 2019.
Kanatlı patojenik Escherichia coli (APEC)'nin neden olduğu kolibasilozis, E. coli'nin
konakçıda yapışmasını ve çoğalmasını teşvik eden spesifik genler tarafından kodlanan
virülens faktörleri bulunduğunda meydana gelir. Bu çalışmada, broyler iç organlarından elde
edilen APEC izolatlarında sideroforları (iucD, iroN, iutA), toksinleri (astA, vatA, hlyF),
adezinleri (papC, tsh), serum direncini (iss, ompT) ve kolisini (colV) kodlayan virülens gen
(VG) varlığı polimeraz zincir reaksiyonu (PZR) ile ve izolatların antibiyotik dirençlerinin disk
difüzyon yöntemi ile incelenmesi amaçlandı. En az beş VG taşıyan izolatlar klinik APEC
(cAPEC) daha az VG taşıyanlar potansiyel APEC (pAPEC) ve en az üç veya daha fazla
antimikrobiyal madde sınıfına dirençli olanlar çoklu antibiyotiğe dirençli (MDR) olarak
değerlendirildi. cAPEC ve pAPEC arasındaki VG sıklığını karşılaştırmak için Ki-Kare (χ2)
testi kullanıldı ve χ2 testinde P≤0.05 anlamlı olarak kabul edildi. Yüz yetmiş üç broylerden
140 (%80,1) APEC izole edildi. Çalışmanın sonunda 140 izolattan 86'sının (%61,4) cAPEC,
54'ünün (% 38,6) pAPEC olduğu ve bu izolatların 47 virülans genotipi taşıyordığı saptandı.
iss (%78.6), iutA (%75.7), iroN (%68.6), hylF (%61.4), ompT (%60.0) genleri en yüksek
oranda tespit edilen genlerdi. Araştırılan diğer genler ise; iucD (%40.0), tsh (%27.1), colV
(%25.7), papC (%21.4), vatA (%8.6), astA (%4.3) daha düşük sıklıklarda saptandı. χ2 testi,
tüm virülans genlerinin cAPEC ve pAPEC suşları arasındaki dağılımının önemli olduğunu
gösterdi. Tüm izolatların, amoksisilin, trimetoprim sülfametoksazol, amoksisilin klavulanik
asit ve siprofloksasine karşı yüksek düzeyde direnç gösterdiği bulundu. Birden fazla demir
taşıma sistemine sahip olmanın APEC sağkalımı üzerinde önemli bir rol oynadığı, virülans
genlerinin PZR yöntemiyle incelenmesinin patojenite testi yapmaktan daha pratik olduğu ve
virülans genotiplerinin karakterize edildiği VG bazlı teşhis yöntemlerinin geliştirilmesinin
gelecekteki aşı çalışmaları için faydalı olabileceği sonucuna varıldı.