Özet:
Çalışmada tavşanlarda korneal yaraların iyileşmesinde korneal kollajen bariyer etkinliğinin araştırılması amaçlandı. Materyali, 20 adet 2-3 kg ağırlığında, yetişkin Yeni Zellanda Beyaz Tavşanı oluşturdu. Tavşanlar rastgele FTS (kontrol, 6 tavşan) SA (siprofloksasin ve asetilsistein, 7 tavşan) ve KB (kollajen bariyer, 7 tavşan) grubu olarak ayrıldılar.
Tavşanlarda deneme öncesi klinik ve oftalmolojik muayeneler gerçekleştirildi. Korneanın merkezi kalınlığı ultrasonografik pakimetre cihazı ile ölçüldü. Kornea kalınlıklarının ortalamaları FTS grubunda 413,36±14,94 (ortalama±standart hata) μm, SA grubunda 375,14±10,58 μm ve KB grubunda 382,21±14,06 μm olarak belirlendi. İstatistiksel değerlendirmede gruplar arasında önemli bir fark tespit edilmedi.
Yirmi adet tavşanın 40 gözünde biyopsi punch'ı, kornea bıçağı ve Alger brush kullanılarak kornea merkezinde 6 mm çapında süperfisiyal lezyon oluşturuldu. Operasyon sonrası merkezi kornea kalınlıkları ölçüldü. FTS grubunda 424,18±27,66 μm; SA grubunda 388,71±14,46 μm ve KB grubunda 368,50±12,8 μm olarak kaydedildi. Ölçümler değerlendirildiğinde gruplar arasında önemli bir fark gözlenmedi.
Kornea kalınlığında 72. saatte postoperatif ilk ölçüme göre tüm gruplarda artış gözlendi. Doksan altıncı saatte yapılan ölçümlerde gruplar arasında önemli bir fark gözlenmedi. SA (p<0,01) ve KB (p<0,001) gruplarında grup içi farklı zamanlarda yapılan ölçümler arasındaki fark önemli bulundu.
Defekt oluşturulduktan hemen sonra defekt alanları FTS grubunda 32,129±1,58 mm2; SA grubunda 31,41±1,33 mm2 ve KB grubunda 29,01±0,92 mm2 olarak ölçüldü. Yetmişikinci saat değerleri FTS grubunda 16,87±2,25 mm2; SA grubunda 6,57±1,63 mm2 ve KB grubunda 1,87±0,66 mm2 olarak belirlendi. Doksanaltıncı saatte ise FTS grubunda 2,17±0,46 mm2; SA grubunda 1,97±0,48 mm2 ve KB grubunda 0,42±0,18 mm2 olarak belirlendi. KB grubundaki xi
iyileşme düzeyinin diğer gruplara kıyasla daha iyi olduğu istatistiksel olarak belirlendi (p<0,001).
Sonuç olarak, kollajen bariyerlerin yapısı gereği epitel göçüne engel olmaması, korneayı nemli tutması, iyileşmeye destek olması ve KB grubundaki yara iyileşmesinin diğer gruplara göre daha iyi olması nedeniyle kornea yaralarının sağaltımında önemli olduğu düşülmektedir.