Özet:
Kanser ve immün sistem arasındaki temel etkileşimlerden biri de PD-L1’in ( Programmed cell Death Ligand ), PD-1’e (Programmed cell Death ) bağlanma sinyalini içermektedir. Normalde immün sistem işleyişinin bir parçası olan PD-1 / PD-L1 interaksiyonunu kanser hücreleri immün sistemden kaçmak için kullanır. Böylece PD-1’in PD-L1 ve PD-L2 ye bağlanması, T hücre aktivasyonunu engellemektedir.
Değişik çalışmalarda farklı birçok tümörün PD-L1 eksprese ettiği bildirilmiştir. Meme kanserinde ise PD-L1 ekspresyonu, büyük tümör boyutu, yüksek histolojik ve nükleer derece, yüksek proliferasyon indeksi, östrojen reseptörünün negatifliği ve HER2’nin pozitifliği ile ilişkilendirilmiştir. Yüksek proliferasyon indeksine sahip meme kanseri alt tiplerinde (triple-negatif meme kanseri, HER2+ gibi) daha güçlü immün cevap oluşumu tanımlanmıştır.
Bu çalışma kapsamında meme karsinomu tümör doku örneklerinden elde edilen PD-L1 ekspresyon profillerinin, doku mikroarray’i kullanılarak immünohistokimyasal yöntemle değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Parafine gömülü dokulardan kesit alınarak immünhistokimyasal boyamaya geçilmiştir. İmmünhistokimyasal boyama için Ventana i-View DAB kiti, VENTANA “PD-L1 (SP263) Rabbit Monoclonal Primary” antikoru kullanılmış ve PD-L1 Ventana Benchmark XD ĐHK otomatik boyama makinesi ile boyanmıştır.
Bu çalışmanın sonucunda meme karsinomu doku örneklerinde PD-L1 ekspresyonu % 8,4 oranında görülmüştür. Daha agresif tip olarak bilinen HER2+ ile PD-L1 arasında istatistiksel korelasyon saptanmıştır (p=0,333). Bununla bağlantılı olarak Lüminal grubun tek bir çatı altında toplanması ile oluşan lüminal dışı grup ile PD-L1 ekspresyonu arasında literatür bilgilerini destekler nitelikte anlamlı bir korelasyon bulunmuştur (p=0,029).
Bu sonuçlar PD-1 / PD-L1 moleküllerinin daha immünojenik olan HER2+ ve triple-negatif subtiplerde yeni bir terapötik hedef olabileceğini göstermiştir.