Özet:
Beyan esasına dayanan vergi sistemimizde, vergiyi doğuran olaya ilişkin gerçek mahiyetin ortaya konulabilmesi açısından vergi denetimlerinin etkin bir şekilde tamamlanması gerekmektedir. Vergi denetimleri aracılığıyla gerçekleştirilen tarhiyata dayanak oluşturması için elde edilen bulguların hukuka uygun olarak sağlanması, çıkabilecek uyuşmazlıklarda idareye eylemleri konusunda haklılık kazandırabilecektir. Türk vergi hukukunda idare ile mükellef arasında çıkabilecek uyuşmazlıklar konusunda delil önemli bir yere sahiptir. Vergi hukukumuzda vergiyi doğuran olay yemin hariç her türlü delil ile ispat edilebilmektedir. Buradan hareketle, serbest delil ilkesinin benimsenmesinin sebebi, vergilendirmeye ilişkin gerçek mahiyetin ortaya konulması olarak gösterilebilecektir. Ancak, her türlü delilin kullanılabileceğine dair bu ilkenin bazı sınırlamaları mevcuttur. Bu sınırlamalar, maddi gerçeğe ulaşmayı engeller niteliktedir.
Vergi yargılamasında hâkim, re’sen araştırma yetkisine sahiptir. Gerek idarenin gerekse mahkemenin araştırma ve incelemelerdeki amacı vergiyi doğuran olaya ilişkin gerçek mahiyeti bulmaya yönelik tüm delillere ulaşmaktır. Vergi hâkimi, delilleri değerlendirirken muhakkak hukuka uygunluk hususunu da dikkate almak suretiyle hukuk devleti olmanın bir gereği olarak idarenin eylemlerinin yargı denetimine tabi olması adına hukuka aykırı delilleri dikkate alamayacaktır.