Özet:
Vergi harcaması kavramı her ne kadar başta vergilerin tahsiline yönelik yapılan harcamaları çağrıştırsa da esasen çeşitli ekonomik, sosyal, mali ve idari amaçlarla belirli mükellef grupları için getirilen vergi ayrıcalıkları dolayısıyla devletin vazgeçtiği vergi gelirlerini ifade etmektedir. İlk kez ABD’li vergi hukukçusu Stanley Surrey tarafından ele alınan vergi harcaması kavramı zaman içerisinde ülkelerin ekonomik, sosyal ve mali amaçlarını gerçekleştirmede etkin bir rol oynayan vergi politikası aracı haline gelmiştir. 1960’larda ortaya çıkan vergi harcaması kavramı Türkiye’de ancak 2000’li yılların başlarında ele alınmaya başlanmıştır. ABD başta olmak üzere birçok ülkede vergi harcamalarına ilişkin raporlar hazırlanmaktadır. Bazı ülkelerde vergi harcama raporlarının hazırlanması yasal bir zorunluluk iken bazı ülkelerde ise yasal zorunluluk olmamasına rağmen vergi harcama raporu hazırlanmaktadır. 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun kabul edilmesiyle mali saydamlık ilkesi uyarınca 2006 yılından itibaren Türkiye’de gerçekleşen vergi harcamalarının raporlanması yasal bir zorunluluk haline gelmiştir.
Kamu harcamalarının temel finansman kaynağı olan vergilerin uygulanmasında mali ve mali olmayan amaçlar gözetilmektedir. Vergi gelirlerinin kamu harcamalarını karşılama oranı vergilendirmenin mali amacı bakımından değerlendirilmesinde bir kıstas olarak kullanılmaktadır. Bu çalışmada Türkiye’de gelir üzerinden alınan vergilerde uygulanan vergi harcamalarının vergilendirmenin mali amacı üzerindeki etkileri değerlendirilmiştir. Ayrıca Türkiye’nin diğer ülkeler karşısındaki durumunun anlaşılması için Türkiye ve seçilmiş OECD ülkelerinde gelir üzerinden alınan vergilerde uygulanan vergi harcamalarının GSYİH içerisindeki payı ile gelir üzerinden tahsil edilen vergi hasılatları karşılaştırmalı olarak değerlendirilmiştir.