Özet:
Bu araştırma Yeni Evli Çiftlerin Aile İçi Şiddete Yönelik Tutumları ve İlişkili Faktörlerini belirlemek amacıyla kesitsel olarak yapılmıştır.
Araştırmanın yapılacağı Nüfus Müdürlüğüne 2015 yılında evlilik işlemlerine yönelik 359 başvuru araştırma evreni olarak kabul edilmiştir. Örneklem hesaplamada G Power güç analizi yöntemi kullanımı etki boyu 0,3, α= 0,05, güç 0,80 alındığında örneklem hacmi 64 bulunmuştur. Araştırmada olası vaka kayıpları da düşünülerek 72 başvuruya ulaşmak hedeflenmiş; 72 başvuru ile araştırma tamamlanmıştır (72 kadın ve 72 erkek toplam 144 birey). Araştırmacı tarafından ilgili kurumda uygun görüşme ortamı sağlanmış ve araştırmaya katılan bireylerle yüz yüze görüşülerek anketler uygulanmıştır. Veri toplama aracı olarak; araştırmacı tarafından literatür doğrultusunda geliştirilen “Anket Formu” ve “Aile İçi Şiddete Yönelik Tutum Ölçeği (AİSTO)” kullanılmıştır.
Elde edilen veriler SSPS paket programında (Version 21, 00 Chicago IL, USA) değerlendirilmiştir.
Verilerin değerlendirilmesinde; tanımlayıcı istatistiksel analizler (Ortalama, standart sapma, frekans, yüzdelik), normal dağılım gösteren karşılaştırmalarda t testi, One Way ANOVA; normal dağılım dışı karşılaştırmalarda Mann Whitney U ve Kruskal Wallis H test kullanılmıştır.
Bireylerin % 50,0’si (n=72) kadın, % 50,0’si (n=72) erkek olup yaş ortalaması 23,75±3,84’dir. Bireylerin ortalama kardeş sayısı 3 olarak belirlenmiştir. Bireylerin % 49,3’ü herhangi bir işte çalıştığı tespit edilmiştir. Bireylerin % 20,8’ inin sosyoekonomik durumunun düşük, % 70,8’ inin orta, % 8,3’ ünün yüksek olduğu bulunmuştur. Bireylerin Aile İçi Tutum Ölçeği Puan Ortalamaları 30,31±8,52’dir.
İlköğretim ve altı eğitime sahip olan bireylerin, hafif düzeyde şiddetin kabul edilebileceğini belirtenlerin, terbiye amacıyla şiddet uygulanabileceğini destekleyenlerin, şiddette kadının tahrik edici olduğunu ifade edenlerin, evdeki kararları erkeğin tek başına alabileceğini bildirenlerin, kadının kocasına itaat etmesi gerektiğini söyleyenlerin şiddete karşı olumlu tutuma sahip oldukları bulunmuştur.
Tüm sonuçlar genel olarak değerlendirildiğinde; evlilik öncesi dönemde bireylerin ele alınarak değerlendirilmesi ve elde edilen sonuçlar doğrultusunda önlem alınması toplumda sık görülen önemli bir sorun olan aile içi şiddetin azaltılmasında katkı oluşturabilir.
