Amaç: Tibial eğim diz biyomekaniğinde önemli bir anatomik unsurdur. Bu eğimdeki değişiklikler diz fonksiyonlarını
ve bağlara olan yüklenmeleri değiştirir. Kubbe tipi yüksek tibial osteotomi sonrası tibial eğimde olası değişikler
araştırıldı.
Hastalar ve Yöntem: Çalışmada medial eklem aralığında ileri derecede gonartrozu olan ve bu nedenle yüksek
tibial osteotomi uygulanan 40 olguda postoperatif tibial eğim değişiklikleri incelendi. Tüm olgulara kubbe tipi
yüksek tibial valgizasyon osteotomisi uygulandı. Tesbit eksternal fiksatör ile sağlandı. Olgularda tibial eğim açısı
operasyon öncesi ve sonrasında 4 değişik teknik ile ölçüldü. Yan grafilerde medial tibial platodan geçen tanjansiyel
doğru ile tibial anterior kenar (TAK), tibial proksimal anatomik aks (TPAA), posterior tibial kenar (PTK) ve
fibular proksimal anatomik aks (FPAA) ve bunlara dik çizilen çizgi arasındaki açı, tibial eğim açısı olarak
değerlendirildi. Olgular postoperatif takip sürelerine ve elde edilen düzeltme derecelerine göre gruplanarak
istatistiksel olarak değerlendirildi.
Bulgular: Olguların ortalama 55 aylık takip süresi sonrasında ortalama TAK açısının 11.2°.den 7.9°.ye, TPAA
açısının 7.5°.den 4.8°.ye, PTK açısının 5.6°.den 2.2°.ye, FPAA açısının 8.2°.den 3.7°.ye azaldığı gözlendi.
Tibial eğimde tüm ölçüm değerlerinde operasyon sonrasında anlamlı azalma saptandı. Takip süresi ile eğim
değişiklikleri arasında anlamlı bir farklılık gözlenmedi.
Sonuç: Operasyon sonrası hipokoreksiyon elde edilen grupta, normo ve hiperkoreksiyon elde edilen gruba göre
eğimde daha belirgin azalmalar saptandı. Postoperatif tibiofemoral valgus açısı arttıkça tibial eğimin de arttığı
görüldü. Kubbe tipi yüksek tibial osteotomi sonrasında dört değişik teknik ile ölçülen tibial eğim değerlerinin
anlamlı derecede azaldığı belirlendi. Yüksek tibial osteotomi sonrasında olası sagital plan değişikliklerinin ileride
yapılabilecek bir total diz protezi öncesinde dikkate alınması gerektiği vurgulandı.
Purpose: Tibial slope (TS) contributes to knee biomechanics as an important factor in such a way that its
changes after high tibial osteotomy (HTO) may affect ligament function and kinematics of the knee. We aimed
to investigate whether there is a change of tibial slope following dome type high tibial osteotomy.
Patients and Method: Fourty patients operated on for unilateral medial gonarthrosis by dome-type HTO and
external fixation combination were reviewed retrospectively for the changes of TS. Four different measurement
methods [anterior tibial cortex (ATC), tibial proximal anatomical axis (TPAA), posterior tibial cortex (PTC),
fibular proximal anatomical axis (FPAA)] were used. Patients were grouped according to the length of follow-up
period and to the corrections postoperatively obtained. Correlation between different parameters was also
searched.
Results: Preoperative mean ATC angle was 11.2°, TPAA angle was 7.5°, PTC angle was 5.6°, FPAA angle was
8.2°. Postoperative mean ATC angle was 7.9°, TPAA angle was 4.8°, PTC angle was 2.2°, FPAA angle was 3.7°
after mean 55 months follow-up. All the parameters used for TS measurement decreased postoperatively. No
significant difference in TS among groups with different durations of follow-up could be found.
Conclusion: Patients with hypocorrection (or recurrence of deformity) had a relatively larger decrease in TS,
even in the form of anterior slope than those with normo- or hypercorrection. The higher the degree of postoperative
femoro-tibial valgus, the higher was the degree of tibial posterior slope. All the measurement techniques showed
a significant correlation both pre- and postoperatively. Tibial slope measured by 4 different techniques showed
a significant decrease after dome-type HTO. Dome-type HTO may also change significantly as seen in other
HTO techniques, although it does not depend on a bone wedge removal or addition. This parasitically sagittal
plane changes should be taken into account for subsequent reconstructive procedures such as total knee
arthroplasty.