Özet:
Balkan Savasları sonrası ve I.Dünya Savası sırasında, Balkanlar'ın ve Anadolu'nun giderek ulusallasmasına tanık olmaktayız. 1923 Lozan Antlasması'nın ardından, Türkiye ve Yunanistan'da dogup büyümüs yüz binlerce insan, hükümetler arası anlasma geregince zorunlu nüfus degisimine tabi tutularak anayurtlarına veda etmislerdir. Kendi kararları olmayan bu göç, onların geleceklerini de belirledi. Bu nüfus degisimi, Anadolu ve Yunanistan'ın tarih boyunca bu kadar kısa bir sürede sahit oldugu en büyük nüfus hareketiydi. Bu degisimle birlikte, her iki ülke ulusal bazda çok daha homojenlesmistir. Girit'ten Söke'ye yerlesen göçmenler, kültürel, ekonomik ve hatta kullandıkları lisan bakımından diger mübadillerden farklı özellikler tasımaktaydılar. Türk mübadiller, Söke'ye yerlesmeden önce ve sonrasında birçok sorunla yüz yüze gelmislerdir. Günümüzde gerek Yunanistan'da gerekse Anadolu'da mübadillerin uyum süreci tamamlanmak üzeredir. Bu çalısmada, tarihsel doku üzerinden hareket edilerek ve belgelere dayanarak mübadeleyi yasayanların ve ikinci-üçüncü kusak göçmenlerin göç öncesi ve özellikle de sonrasında sosyo-kültürel ve ekonomik yasama dair anlatıları derlenmistir. Ayrıca, kültürel degerlerin zaman içinde ve göçün ardından, yeni sosyal çevreye uyum sürecindeki degisimleri tarihsel yöntemlerle incelenmistir.
The period after the Balkan Wars and during World War I was signified by more and more nationalization of the Balkans and Anatolia. After the Lausanne Treaty in 1923, hundred thousands of people had to migrate from Turkey or Greece where they were born and grown up, because of the obligatory population exchange that was signed by the governments; so they left their country behind. This migration was not their decision, but determined their future. This population exchange is the greatest one that Anatolia and Greece have ever witnessed just in a little time in history. With this change, both countries were more homogenized on a national basis. Amongst the immigrants, Cretans who settled in Söke, were so special that their cultural, economic and even liguistic characterictics were so different from the others. The Turkish immigrants faced a lot of difficulties before and after they arrived in Söke. The adaptation process of 1923 immigrants is coming to an end in both Greece and Turkey. After begining with historical situation, the research is based on narrations of emmigrants and second and third generations about socio-cultural and economical life before and especially just after the migration. Morever, changes of cultural, social and economic values in the process of adaptation to new social environment after some time and after migration were studied in terms of historic techniques.