En sık görülen deri hastalıklarından biri olan akne vulgaris pilosebase ünitenin kronik inflamatuvar bir hastalığıdır. Sebase bezlerin yoğun olduğu alanlarda komedon, eritemli papüller, püstüller, nodüller ve bazen de sikatrislerle karakterizedir. Akne patogenezinde androjenlerin etkisiyle artmış sebase bez salgısı, foliküler hiperproliferasyon, Propionibacterium acnes kolonizasyonu ve inflamasyon rol oynamaktadır. Artmış sebum salgısı bu faktörler arasında genellikle ilk sayılandır. Bu araştırmada akne vulgarisli hastalarda hastalık şiddeti ile sebum seviyesi arasındaki ilişkinin MPA- 5 adı verilen, hassas ve objektif sonuçlar veren ekipman ile değerlendirilmesi ve deri sebum, pH ve nem değerlerinin araştırılması amaçlanmıştır. Çalışmaya Adnan Menderes Üniversitesi Tıp Fakültesi Dermatoloji polikliniğine Ekim 2006-Ekim 2007 tarihleri arasında başvuran 13-30 yaş aralığındaki 120 akne vulgaris tanılı olgu ve 60 kontrol grubu alındı. Sebum seviyeleri incelendiğinde akne vulgaris tanılı grupta alın ve çene bölgesinin sebum miktarı kontrol grubunun sebum miktarından anlamlı olarak yüksek saptandı (p< 0.05). Yüzün ortalama sebum miktarı akneli olgularda kontrol grubundan yüksek olmakla beraber istatistiksel olarak anlamlılık seviyesine ulaşmadı. Deri pH değerleri incelendiğinde tüm yüz bölgelerinde akne vulgaris tanılı olgularda kontrol grubuna göre istatistiksel olarak anlamlı yükseklik saptandı (p=0,000). Nem değerleri karşılaştırıldığında burun dışında tüm alanlarda akne vulgaris tanılı olguların nem miktarı kontrol grubuna göre düşük saptandı (p<0,05). Akne vulgarisli hastalarda akne şiddeti ile ortalama sebum seviyesi arasında istatistiksel olarak anlamlı ilişki saptanmadı (p=0,467). Ancak alındaki noninflamatuar lezyon sayısı ile alın bölgesinin sebum miktarı arasında istatistiksel olarak pozitif anlamlı ilişki saptandı (p=0,030). Yüzün diğer alanlarında noninflamatuar ya da inflamatuar lezyon sayısı ile sebum sevileri arasında anlamlı ilişki saptanmadı (p>0,05). Akne şiddeti ile ortalama pH ve nem değerleri arasında bir ilişki saptanmadı (p>0,05). Çalışmamızda elde ettiğimiz veriler ışığında akne vulgarisli hastalarda akne şiddeti ile sebum seviyesi arasında direk bir ilişki olmaması bu hastaların tedavisinde sadece sebum seviyelerinin azaltılmasına yönelik tedavilerin uygulanmasının yeterli olmayacağını göstermektedir. Aynı zamanda deri pH ve nem oranlarının incelenmesinin tedavi alternatiflerinin geliştirilmesine katkıda bulunacağı düşünülmüştür.
Acne vulgaris is a very common, chronic inflammatory disease of the pilosebaseous unit. It is characterized by comedones, papules, pustules, nodules and sometimes scar formation in areas rich in sebaceous glands. An androgen stimulated increase in sebum production, follicular hyperproliferation, colonization of Propionibacterium acnes and inflammation are the pathogenetical events in acne. The aim of this study was to evaluate the relationship between the severity of acne and sebum secretion by using MPA-5 equipment and also to determine the pH and moisture levels. Hundred and twenty acne vulgaris patients who were seen at the Adnan Menderes University Dermatology Clinic between October 2006 and October 2007 and 60 control subjects were included in the study. The age of the subjects ranged between 13-30 years. The sebum level on the forehead and chin were higher in the acne vulgaris patients when compared with the control subjects. The mean sebum level of the whole face in acne vulgaris patients were higher than control subjects but it was not statistically significant. The pH of skin in all face areas were higher in acne vulgaris patients when compared with the control group. The moisture levels of all areas in the face other than the nose were lower in the acne patients than the control group. There was not a significant relation between acne severity and mean sebum level of the face. On the forehead there was a positive correlation between the number of noninflamatory lesions and the sebum level (p=0,030). There was no relation between acne severity and mean pH and moisture of the face. In conclusion, the results of our study suggest that acne severity and sebum levels were not directly related and treatment options which decrease only the sebum levels would not be adequete in the management of these patients. Also we suggest that the role of skin pH and moisture levels in planning the supportive treatment options are worth to investigate.
