Erken evre ve organa sınırlı prostat kanseri tanısında altın standart yöntem ise
transrektal ultrasonografi eşliğinde prostat biyopsisidir.
Ağrı kontrolü amacıyla en yaygın kullanılan iki yöntem rektal lidokainli jel
uygulaması ve periprostatik lokal anestezi infiltrasyonudur.
Ağrı algısı üzerine etkili bir diğer faktör ise kaygı düzeyidir. Bu verilerden hareketle
sunulan çalışmada, prostat biyopsisi yapılan hastalarda işlem öncesi bekleme süresi ve kaygı
düzeyinin ağrı algısı üzerindeki etkisini araştırmak amaçlanmıştır.
Ocak 2008 - Haziran 2008 tarihleri arasında, ADÜ Üroloji Anabilim Dalı’nda ya da
dış merkezli üroloji departmanlarında yapılan PSA ölçümleri ve PRM bulguları sonucunda
prostat kanseri öntanısıyla prostat biyopsisi yapılmak üzere ADÜ Radyoloji Anabilim Dalı’na
refere edilen 60 hasta çalışmaya dahil edildi. Her hastadan randevulama sırasında, hemen
biyopsi işlemi öncesinde ve patoloji sonucunu alma aşamalarında toplam 3 kez STAI-1
kendini değerlendirme formu doldurması istendi. STAI formları, tüm dünyada kişilerin kaygı
düzeyini değerlendirme altın standart kabul edilen kaygı ölçekleri olup, STAI-1; anlık
(durumluk) kaygıyı, STAI-2 ise sürekli kaygıyı ölçmede kullanılır. Bu çalışmada hastaların
prostat biyopsisi işlemine bağlı kaygı düzeylerini değerlendirmek amacıyla STAI-1 ölçeği
kullanıldı. Kendini değerlendirme formunda toplam 20 sorgulama mevcuttu ve hastalar her
soruyu 1-hiç, 2-biraz, 3-oldukça ve 4-tamamen seçeneklerinden birisi ile cevaplandırdı.
Olumsuz soruların puanlamaları tersine çevrilerek her aşama için Durumluk Kaygı Ölçeği
(DKÖ) skoru hesaplandı.
Hastalar 1 – 55 gün arasında randomize olarak randevulandı.
Anestezi yöntemi olarak tüm hastalara rektal lidokainli jel uygulandı. Her iki periferik
zondan 4’er adet ve sağ ve sol transizyonel zonlardan birer adet olmak üzere toplam 10
örnekleme yapıldı, lezyon tespit edilenlerde lezyon örnekleri alındı. Tüm biyopsi işlemleri tek
uygulayıcı tarafından gerçekleştirildi.
Biyopsi tamamlandıktan hemen sonra hastaların işlemde duydukları rahatsızlık ve ağrı
ile ilgili VAS skorları kaydedildi. Hastalar, geçmiş ağrı deneyimlerine dayanarak toplam 21
sorgulamayı 0 - 10 arasında puanladı.
SPSS 10.0 istatistik programı kullanılarak işlem öncesi bekleme süresi ve kaygı
düzeyi ile işlemde hissedilen ağrı arasındaki korelasyon araştırıldı.
19 olgu prostat AdenoCA, 1 olgu H-PIN, diğer olgular prostatit ya da BPH tanısı aldı.
Korelasyon testlerinde hemen işlem öncesinde ve patoloji sonucunu alma
aşamalarında DKÖ skoru ortalamasının randevu alma aşamasındaki DKÖ skoru ortalamasına
göre anlamlı ölçüde yüksek olduğu saptandı.
İşlem öncesi ve sonuç alma aşamalarında ölçülen kaygı düzeyi ile VAS skoru
ortalaması arasında iyi düzeyde ve doğru yönde korelasyon tespit edildi.
Biyopsi işlemi, randevulamadan itibaren 10 günden uzun sürede gerçekleştirilen
hastalarda hem DKÖ, hem de VAS skoru ortalamaları ilk 10 gün içinde yapılan hastalara göre
anlamlı ölçüde yüksek bulundu.
Hastanın yaşı, prostat bezinin boyutları ve eşlik eden patolojik tanı ile ağrı algısı
arasında korelasyon saptanmadı.
Çok kadranlı biyopsilerin yaygınlaşması, tarama programlarının getirisi olarak biyopsi
yaşının giderek düşmesi ve rebiyopsi oranlarının artması sonucunda TRUS-Bx, hastalar için
daha ağrılı hale gelmektedir. Bu bulgular, prostat biyopsisinde hasta konforunu artırma
gereğine, dikkatlerin ağrı kontrolüne ve dolayısıyla daha etkin anestezi yöntemlerinin
arayışına yönelmesine neden olmaktadır.
Sunulan çalışma, TRUS-Bx’te işlem öncesi bekleme süresi ve kaygı düzeyi ile
işlemde hissedilen ağrı algısı arasındaki ilişkiyi değerlendiren ulaşılabilen İngilizce
literatürdeki ilk çalışmadır. Çalışmanın sonuçlarına göre kaygı düzeyinin hemen işlem
öncesinde belirginleştiği ve sonuç alma aşamasında daha da arttığı saptanmıştır. Ayrıca kaygı
düzeyi ile işlemde hissedilen ağrı arasında iyi derecede korelasyon bulunduğu
anlaşılmaktadır.
Bu çalışma, hasta sayısının göreceli düşük olması ve farklı anestezi yöntemlerinin ağrı
algısı üzerindeki etkisinin karşılaştırılmamış olması gibi limitasyonlara sahip olup bir ön
çalışma kabul edilebilir.
Sonuç olarak TRUS-Bx’te hastanın konforu ve işleme uyumunu artırmak amacı ile
biyopsi işleminin en kısa sürede yapılması ve özellikle kaygı düzeyi yüksek olgularda daha
etkin anestezi yöntemlerinin kullanılmasının ağrı algısı üzerinde olumlu etkide bulunabileceği
düşünülmektedir.
Transrectal ultrasound guided prostate biopsy (TRUS-Bx) is the gold standard method
in the diagnosis of early stage and organ confined disease.
Rectal lidocain gel application and periprostatic local anesthesia infiltration are the
most widely used anesthetic methods to provide pain control in TRUS-Bx.
Another important factor affecting the pain is the anxiety level of the patients. Within
this perspective; the aim of the presented study was to investigate the effect of pre-procedural
waiting period and anxiety level on the pain perception during the TRUS-Bx.
Between January-June 2008, 60 patients with abnormal digital rectal examination
findings or high levels of PSA were enrolled into the patient group of this prospective study.
All the subjects were asked to fill-out the State-Trait Anxiety Inventory scale - 1 (STAI-1) to
obtain immediate anxiety level at three consecutive time period: 1) when procedure requested
2) just before procedure 3) before getting the pathological result. The STAI scales are the gold
standard tests to determine the anxiety levels; STAI-1 and STAI-2 measure immediate and
general anxiety status, consecutively. The STAI-1 scale used in this study consisted of 20
statements with the following answers: 1) never 2) slightly 3) substantially 4) exactly.
All the patients TRUS-Bx appointments were randomly arranged between 1 - 55 days.
Biopsy procedures were carried out after rectal lidocain gel application. Standard 8 quadrant
systematic prostate biopsy samples were obtained. One sample from each transitional zone
and suspicious nodule samples were added, if any suspicious peripheral zone nodule was
detected on US examination. All the biopsies were done by the same operator.
Just after biopsy, the patients were asked to fill-out the Visual Analogous Scale (VAS)
to evaluate the pain perception due to biopsy procedure, according to the previous pain
experiences of the patients. Each patient responded to the 21 statements and scored between
0-10 points.
On histopathological examination; 19 cases were diagnosed as prostate
adenocarcinoma, 1 case was diagnosed as high-grade prostatic intraepithelial neoplasia and
the other cases were named as prostatitis or benign prostatic hiperplasia.
Correlation between the pre-procedural waiting period and the anxiety level with the
pain perception at TRUS-Bx was investigated by SPSS 10.0. According to the statistical
analysis; STAI-1 scores just before biopsy and before getting the pathological result were
significantly higher than STAI-1 score when procedure requested. By the same way, these
scores were well correlated with VAS score.
Both STAI-1 and VAS scores of the patients, whose procedures were performed more
than 10 days after the request, were significantly higher than the other group.
No statistically significant correlation was found between patient’s age, prostatic
volume or pathologic diagnosis and the pain perception.
From another point of view, the wide-spread use of multi-quadrant biopsies, sampling
of younger individuals and increased re-biopsy rates raise the perceived pain during the
procedure.
As far as we can find on the web-based English literature, the presented study is the
first one that investigated the potential correlation between pre-procedural waiting period,
anxiety level and pain perception at TRUS-Bx. According to these results, anxiety levels of
the patients increase before the procedure and maximize before getting the pathological
results. There is also a strong correlation between anxiety levels and VAS score.
Relatively limited number of the cases is a potential drawback in this study. Also, the
difference between the efficacy of various anesthetic methods on the pain perception was not
assessed. Nevermore, the presented study may be accepted as a preliminary work.
In conclusion; performing the TRUS-Bx procedure as soon as possible the use of more
effective anesthetic methods especially for patients with high levels of anxiety may have a
positive impact on patient tolerance.