Please use this identifier to cite or link to this item: http://hdl.handle.net/11607/5022
Title: TAVŞANLARDA LUTEOLİZİS SÜRECİNDE B-MOD VE DOPPLER ULTRASONOGRAFİ BULGULARI İLE SERUM NİTRİK OKSİT DÜZEYİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Authors: Edoğan, Güneş
Varoğlu, Oğuz
Aydın Adnan Menderes Üniversitesi, Veteriner Fakültesi, Doğum ve Jinekoloji (Veteriner) Anabilim Dalı
Keywords: Luteolizis
Nitrik Oksit
Tavşan
Ultrasonografi
Yalancı Gebelik
Issue Date: 22-Jun-2023
Publisher: Aydın Adnan Menderes Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü
Abstract: Amaç: Sunulan tez çalışmasında tavşanlarda fonksiyonel luteolizisin aşamalarından biri olan luteal perfüzyon değişikliğinin B-mod ve Doppler usg görüntülerindeki olası değişim üzerinden değerlendirilerek, serum Nitrik oksit (NO) seviyelerinin ölçülmesi amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Çalışmada kullanılan toplam 14 dişi tavşana gonadotropin salgılatıcı hormon (GnRH; 0,2 mL Buserelin, im) uygulanarak yalancı gebeliğin indüksiyonu yapıldı. Birinci çalışma grubunda (Grup 1, n=7) yalancı gebeliğin 9. günü Prostaglandin F2α (PGF2α) enjeksiyonu (200 µg alfaprostol) ile luteolizis uyarıldı. Grup 2’ de ise (n=7) plasebo enjekte edilerek kontrol grubu oluşturuldu. Tüm tavşanlarda enjeksiyon öncesi, izleyen 40-80-360 dk. ve 24. saatlerde 18 MHz mikrokonveks prob eşliğinde B-mod ve Doppler ultrasonografi yapıldı. Alınan B-mod görüntülerinden Image-J programı yardımıyla total ovaryum dokusu üzerindeki alan (mm2), ortalama grilik değeri (MGV) ve heterojenite değerleri hesaplandı. Doppler ölçümlerinde luteal dokulara en yakın gözlenen arteriol üzerinden pulzatil (PI) ve rezistans (RI) indeks değerleri kaydedildi. Her bir ölçüm değeri sağ ve sol ovaryum için ayrı ayrı kaydedildi. Luteolizis öncesi (0-3-6-9. günler) ve usg sonrası ilgili saatlerde serum progesteron ölçümü için kulak venasından 4mL kan örneği alındı. Ek olarak, NO ölçümü için sadece usg sonrası ilgili saatlerde kan örneği alındı. Kan örnekleri ELISA yöntemi ile ölçümüne kadar -24 ºC’de saklandı. Buna göre ultrasonografik bulgular ve serum ölçüm sonuçları deney ve kontrol grupları arasında aynı yönlerdeki ovaryumlar gözetilerek gruplar arası Student T-test ve Mann Whitney U testi ile; yine grup içi zamana bağlı değişimin hesaplanabilmesi için varyans analizi ve Freidman Testi kullanarak istatistiki yönden değerlendirildi. Bulgular: Bireysel klinik yanıtlar incelendiğinde yalancı gebelik oluşturulan tavşanlarda tüy yolma, yuva yapma gibi davranışsal değişimler izlenmiş, ek olarak corpora luteanın usg ile gözlenebilmiş olsa da serum P4 seviyeleri açısından gruplar arası önemli bir farka rastlanmadı. Ultrasonografi parametreleri yönünden incelendiğinde: deney grubunun sol ovaryum alanı 360. dk’da kontrol grubuna oranla daha küçüktü (P<0,05). Grup içi değerlendirmelerde ise her iki grupta da 40. dk sağ ovaryum yüzey alanı sol ovaryuma göre daha büyüktü (P<0,05). Ortalama grilik değerleri (MGV) açısından, 0. dk ölçümlerinde deney grubunun sol ovaryumları kontrol grubuna göre daha yüksek idi (P<0,05). Ayrıca deney grubunun sol ovaryumların MGV değeri 80. dk’ya kadar belirgin şekilde artış, 360.dk’da ise düşüş gösterdi (P<0,05). Heterojenite değerleri gruplar arası değerlendirildiğinde, 360. dk’da deney grubunun sağ ovaryum heterojenite değerinin daha düşük olduğu görüldü (P<0,05). Deney grubunda 360.dk.’da sağ tarafta sol tarafa oranla artan heterojenite değeri kaydedildi (P<0,05). Doppler usg bulguları bakımından gruplar arası PI ve RI değerleri yönünden farklılık görülmedi. Ancak kontrol grubunun sağ ovaryum RI değeri 0. dk’da sonraki ölçümlere oranla daha yüksekti (P<0,05). Çalışma sırasında serum NO düzeyleri arasında gruplar arası herhangi bir fark görülmedi. Ancak kontrol grubunda 80. dk’da artış, 360. dk’da ise belirgin azalma kaydedildi (P<0,05). Sonuç: Elde edilen bulgular ışığında tavşanlarda yalancı gebelik indüksiyonunun hormonal takibinde zorluk yaşanabileceği, olguların steroid düzeyleri kadar klinik yanıtın da izlenmesi gerekliliği ortaya çıkmıştır. Ek olarak, ölçüm öncesinde örneklerin saklanıp çalışma sonrasında ELISA yöntemi ile ölçülmesi yerine hızlı test kitlerinin geliştirilerek indüksiyonu izleyen günlerde gerçek zamanlı ölçümlerin yapılması daha faydalı olacağı düşünülmektedir. Tavşanlarda diğer türlere oranla oldukça küçük boyutlu ve uzun kornu yapısı nedeniyle abdominal boşluk içinde daha değişken bir lokasyona sahip olan ovaryumlar doğru teknik ile uygulanan ultrasonografi ile non invaziv şekilde görüntülebilir. Ancak uygulama sırasında lokasyon asimetrisi ve sağ taftaki sekum içi gaza bağlı artefakt artışı göz önünde tutulmalıdır. Çalışma sonrası diğer memeli ve kanatlı hayvanlarda geçmişte kanıtlanmış olan fonksiyonel/ yapısal asimetri olgusunun tavşan ovaryumları için de mümkün görünmektedir. Buna göre, sağ ovaryumun daha büyük ve daha aktif olabileceği kanısına varılmıştır. Luteolizis sonrası saptanan MGV ve Heterojenite değişimlerine dayanarak luteal regresyonun teyidinde ekotekstürel incelemeler kullanılabilir. Ancak burada lize olan ve yerini corpus albikansa bırakacak olan corpora luteanın daha uzun bir zaman diliminde, belki de günlük ekotekstürel incelemeler ile takibi gibi daha detaylı işlemlere ihtiyaç duyulmaktadır. Yine tavşanlarda Doppler ultrasonografi ile ovaryum dokusunun perfüzyonu takibi yapılabildiği, Pulsed Doppler incelemeler ve ölçümler açısından klinik pratikte kolaylıkla yer alabileceği görülmüştür. Tavşanlarda luteal regresyon ve NO ilişkisine dair kısıtlı sayıda çalışma bulgusu olması ve bu denemede sözkonusu değişme ratlanmaması nedeniyle gelecekte farklı bir ölçüm tekniği ile ve daha ayrıntılı kurgulanmış bir çalışmada araştırılması gerektiği sonucuna varılmıştır.
URI: http://hdl.handle.net/11607/5022
Appears in Collections:Doktora

Files in This Item:
File Description SizeFormat 
Oğuz Varoğlu PhD.pdfTez Metni1.38 MBAdobe PDFView/Open


Items in DSpace are protected by copyright, with all rights reserved, unless otherwise indicated.