Please use this identifier to cite or link to this item: http://hdl.handle.net/11607/4599
Title: Beyaz nokta lezyonlarının tedavisinde kullanılan ajanların mine-ortodontik braket bağlanma dayanımına etkisi
Other Titles: Shear bond strength of orthodontic brackets after application of resin infiltration, fluoride varnish and casein phosphopeptide-amorphous calcium phosphate fluoide remineralising agents
Authors: Ay Ünüvar, Yazgı
Özant, Yusuf
https://orcid.org/ 0000-0001-6246-698X
Diş Hekimliği Fakültesi
Keywords: CPP-ACPF, Demineralizasyon, Rezin infiltrasyon, Braket
Issue Date: 2021
Publisher: Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Ortodonti Ana Bilim Dalı Sağlık Bilimleri Enstitüsü
Citation: Özant, Y. (2021) Beyaz nokta lezyonlarının tedavisinde kullanılan ajanların mine-ortodontik braket bağlanma dayanımına etkisi (yayınlanmamış doktora tezi) Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Aydın
Abstract: Bu in vitro çalışmanın amacı, beyaz nokta lezyonu tedavisinde kullanılan florür vernik, kazein fosfopeptit amorf kalsiyum fosfat florür (CPP-ACPF) ve rezin infiltrasyon uygulamalarının, laboratuvar ortamında mine ortodontik braket bağlanma dayanımına etkisini ve kırılma sonrası diş yüzeyinde kalan artık adeziv miktarını incelemektir. Çalışmada ortodontik tedavi amacıyla çekilmiş alt üst birinci ve ikinci premolar dişler kullanılmıştır. Dahil edilme kriterleri; daha önce ortodontik tedavi görmemiş, çürük olmayan, kırık veya çatlak bulunmayan, dolgu yapılmamış dişler seçilmiştir. Toplam yüz diş beş gruba bölünürken, her grupta yirmişer diş bulunmaktadır. Gruplar: G1 kontrol grubu, G2 demineralize edilmiş ve hiçbir tedavi edici ajan uygulanmamış, G3 demineralizasyon sonrası CPP-ACPF uygulanmış, G4 demineralizasyon sonrası florür vernik uygulanmış ve G5 demineralizasyon sonrası rezin infiltrasyon uygulanmış şeklinde ayarlanmıştır. Demineralizasyon-remineralizasyon döngüsü 21 gün sürerken, dişler 6 saat demineralizasyon solüsyonunda, 18 saat reminelizasyon solüsyonunda bekletilmiştir. Solüsyonlar arası geçişte, dişler tek tek distile su ile yıkanmıştır. Uygulanan ajanlar üretici firmaların direktifleri doğrultusunda uygulanırken, üçüncü gruptaki dişlere her gün 5 dakika boyunca CPP-ACPF uygulandıktan sonra 24 saat boyunca etüvde 37℃’de bekletilmiştir. Bu döngü 1 hafta boyunca devam etmiştir. Braketler yerleştirildikten sonra adezivlerin polimerizasyonun tamamlanması amacıyla 24 saat yapay tükürük solüsyonunda 37℃’de bekletilmiştir. Bu işlemden sonra dişler termal döngüye tabii tutulmuştur. Termal döngü sonrasında dişler makaslama cihazında bağlanma dayanımı test edilmiştir. Braketler dişten ayrıldıktan sonra diş yüzeyinde kalan artık adeziv değerlendirmesi yapılmıştır. Verilerin analizi IBM SPSS Statistics 17.0 (IBM Corportation, Armonk, NY, USA) paket programında yapılmıştır. Bağlanma dayanımı xiv ölçümlerine ilişkin veriler Shapiro-Wilk testine göre normale yakın bir dağılım göstermektedir (W=0,980, p=0,135). Gruplar arasında Levene testine göre bağlanma dayanım ölçümlerinin de homojen olduğu görülmüştür (W=0,171 ve p=0,953). Her iki parametrik test istatistiği varsayımı (normal dağılım ve varyans homojenliği) sağlandığı için gruplar arasında ortalama bağlanma dayanımları yönünden farkın önemliliği tek yönlü varyans analizi (OneWay ANOVA) ile araştırılmıştır. Tanımlayıcı istatistikler; bağlanma dayanımı için ortalama ± standart sapma biçiminde, Artık Adeziv İndeksi (AAİ) skorları ise denek sayısı ve yüzde olarak ifade edildi. AAİ skrorları açısından farkın önemliliği Kruskal Wallis testi ile değerlendirilmiştir. Tek Yönlü Varyans Analizi sonucunda F istatistiği önemli bulunduğundan (F=6,895 ve p<0,001) bir sonraki aşamada söz konusu farka neden olan grup ya da grupları tespit etmek amacıyla post – hoc Tukey’s HSD testi kullanılarak gruplar arasında ikili karşılaştırmalar yapılmıştır. Çalışmada braket bağlanma değerleri incelendiğinde Grup 1 ile Grup 4 arasındaki fark istatistiksel olarak anlamlı (p=0,037); Grup 2 ile Grup 4 arasındaki fark istatistiksel olarak anlamlı (p<0,001); Grup 3 ile Grup 4 arasındaki fark istatistiksel olarak anlamlı (p=0,018); Grup 4 ile Grup 5 arasındaki fark istatistiksel olarak anlamlı (p<0,001) bulunmuştur. AAİ’i sonuçları ve yüzdeleri incelendiğinde Grup 1 ile grup 4 arasındaki fark istatistiksel olarak anlamlı (p=0,038); Grup 3 ile Grup 4 arasındaki fark istatistiksel olarak anlamlı (p<0,001); Grup 4 ile Grup 5 arasındaki fark istatistiksel olarak anlamlı (p<0,001) bulunmuştur. Çalışmızda elde ettiğimiz sonuçlara göre florür vernik uygulanmış grupta en düşük bağlanma dayanım elde edilirken yine aynı grupta en düşük AAİskoru elde edilmiştir. Sağlam mine grubuyla, demineralize mineye uygulanan CPP-ACPF ve rezin infiltrasyon yöntemi uygulanan dişler karşılaştırıldığında ise, CPP-ACPF ve rezin infiltrasyon gruplarında kontrol grubuna göre daha yüksek bağlanma dayanımları elde edilmiştir. En yüksek bağlanma dayanımı gösteren grup ise rezin infiltrasyon uygulandıktan sonra braket yapıştırılan grup olmuştur. Tüm gruplarda elde edilen bağlanma dayanımı ise klinik olarak yeterli bulunmuştur.
The aim of this in vitro study is to examine the effects of fluoride varnish, CPP-ACPF and resin infiltration applications used in the treatment of white spot lesion on enamel orthodontic bracket bond strength in the laboratory environment and the amount of residual adhesive remaining on the tooth surface after fracture. We have used upper and lower first and second premolars that were extracted due to orthodontic treatment were used in the study. Inclusion criteria; Teeth that have not received orthodontic treatment before, that are not decayed, have no fractures or cracks, and have not been filled, were selected. While a total of one hundred teeth are divided into five groups, there are twenty teeth in each group. Groups: G1 control group, G2 demineralized and no therapeutic agent applied, G3 post demineralisation CPP-ACPF applied, G4 post demineralisation fluoride varnish applied and G5 demineralisation resin infiltration applied. While the demineralization-remineralization cycle lasted 21 days, the teeth were kept in demineralization solution for 6 hours and in remineralization solution for 18 hours. During the transition between solutions, the teeth were washed one by one with distilled water. While the applied agents were applied in line with the manufacturer's instructions, the teeth in the third group were stored at 37°C for 24 hours after applying CPP-ACPF for 5 minutes every day. This cycle continued for 1 week. After the brackets were placed, the adhesives were kept in artificial saliva solution at 37°C for 24 hours in order to complete the polymerization. After this process, the teeth were subjected to thermal cycling. Bond strength was tested in the teeth shear device after thermal cycling. The residual adhesive remaining on the tooth surface after the brackets were removed from the tooth was evaluated. The samples were tested for shear bond stregth (SBS) using a universal testing machine, and the adhesive remnant index (ARI) was evaluated. One-was ANOVA and post-hoc Tukey tests were used to compare the SBS of xvi the groups. ARI scores were evaluated with the Kruskal Wallis test. The statistical significance was set at P < 0.05. When the bracket attachment values were examined in the study, the difference between Group 1 and Group 4 was statistically significant (p=0.037), the difference between Group 2 and Group 4 was statistically significant (p<0.001), the difference between Group 3 and Group 4 was statistically significant (p= 0.018), the difference between Group 4 and Group 5 was statistically significant (p<0.001). When the ARI results and percentages were analyzed, the difference between Group 1 and Group 4 was statistically significant (p=0.038), the difference between Group 3 and Group 4 was statistically significant (p<0.001), the difference between Group 4 and Group 5 was statistically significant ( p<0.001). According to the results we obtained in our study, the lowest bond strength was obtained in the fluoride varnish applied group, while the lowest AAI score was obtained in the same group. When the intact enamel group was compared with the teeth applied CPPACPF and resin infiltration method applied to demineralized enamel, higher bond strengths were obtained in the CPP-ACPF and resin infiltration groups compared to the control group. The group with the highest bond strength was the group in which the bracket was adhered after the resin infiltration was applied. The bond strength obtained in all groups was clinically sufficient.
URI: http://hdl.handle.net/11607/4599
Appears in Collections:Doktora

Files in This Item:
File Description SizeFormat 
Yusuf ÖZANT TEZ.pdfYusuf Özant Doktora Tez Dosyası13.53 MBAdobe PDFView/Open


Items in DSpace are protected by copyright, with all rights reserved, unless otherwise indicated.