KLİNİĞİMİZE GETİRİLEN KEDİ VE KÖPEKLERDE KARŞILAŞILAN GÖZ HASTALIKLARININ TANISINDA ULTRASONOGRAFİNİN ETKİNLİĞİNİN ARAŞTIRILMASI

Abstract

Oküler ultrasonografide elde edilen bulguların diğer oftalmolojik tanı yöntemleri ile ilişkilendirilmesi tanı, sağaltım ve izleme sürecinde çok değerli katkılar sunmaktadır. Bu çalışmada, kliniğimize getirilen kedi ve köpeklerde karşılaşılan göz hastalıklarının tanısında ultrasonografinin etkinliğinin araştırılması amaçlanmıştır. Materyali, Adnan Menderes Üniversitesi Veteriner Fakültesi Cerrahi Anabilim Dalı kliniklerine getirilen ve göz hastalığı tanısı konulan farklı yaş, cinsiyet ve ırkta toplam 45 (29 köpek, 16 kedi) hasta köpek ve kedi oluşturturmuştur. Ultrasonografik muayenelerde Renkli Doppler Ultrasonografi cihazı ve bu cihaza ait Lineer Prob (8 MHz) kullanılmıştır. Materyali oluşturan kedilerin klinik muayenesinde saptanan hastalıkların dağılımı kedilerde glokom (4), iris prolapsusu (2), korneal ülser (4), üveitis (2), semblefaron (5), mikroftalmi (2) ve keratitis (2); köpeklerde glokom (4), iris prolapsusu (1), korneal ülser (7), üveitis (8), skleral kitle (1), katarakt (12) ve keratitis (3) şeklinde olmuştur. Bu olguların yapılan ultrasonografik muayenesinde kedilerde lens luksasyonu (6), retinal dekolman (3); köpeklerde retina dekolmanı (9), lens luksasyonu (9) ve lenste arka kapsül dejenerasyonu (5)’nun tabloya eşlik ettiği görülmüştür. Sonuç olarak, göz muayenesinde görüntüleme yöntemlerinin mutlaka rutin uygulamalar içerisinde yer alması gerektiği, Ultrasonografik muayenede 8 Mhz frekansa sahip probun arka kamara, lens ve fundusun muayenesi için yeterli olduğu belirlenmiştir. Ancak kornea, ön kamara, iris ve korpus siliarenin ayrıntılı ve net mauyenesi için daha yüksek frekansa sahip problara gereksinim olduğu dikkati çekmiştir. Klinik muayenelere ek olarak ultrasonografi incelemeleri sonucu fundusa ait görüntülerde lens, korpus vitreum ve retinaya ait patolojilerin çok net bir şekilde ortaya çıkarıldığı, elde edilen görüntülerin hastalığın prognozu ve sağaltım protokolünün belirlenmesinde çok değerli veriler sunduğu görülmüştür.