DSpace Collection:
http://hdl.handle.net/11607/1834
2024-03-29T04:54:02ZNormal ve preeklamptik gebelerde lipid peroksidasyonu ve antioksidan aktivite
http://hdl.handle.net/11607/1971
Title: Normal ve preeklamptik gebelerde lipid peroksidasyonu ve antioksidan aktivite
Authors: Berköz, Mehmet; Yalın, Serap
Abstract: Serbest radikallerin oluşumu normal fizyolojik bir süreçtir ve bu serbest radikaller lipidler üzerinde lipid
peroksidasyonuna yol açmaktadır. Bununla birlikte insan vücut hücreleri bir takım antioksidan savunma
sistemleri geliştirmişlerdir. Lipid peroksidasyonu-antioksidan dengesi hayatın her evresinde olduğu gibi
hamilelik döneminde de hem annenin hem de fetüsün fizyolojik fonksiyonlarını sürdürebilmesi için önem
taşımaktadır. Hamilelik boyunca artan plasental lipoperoksidatif aktivite hem plasentaya hem de fetüse olumsuz
etkiler yapmaktadır. Preeklamptik hamileliklerde ise vasküler endotel hücre disfonksiyonuna bağlı olarak lipid
peroksidasyonundaki artış bu durumu çok daha dramatik bir hale getirmektedir. Bu yüzden antioksidan savunma
sisteminin devreye girip girmemesi durumun seyri açısından oldukça önem taşımaktadır. Son yıllarda yapılan
çalışmalarda, lipid peroksidasyonundaki yükselmeye karsın antioksidan sisteminin devreye girmediği
durumlarda eksojen vitamin takviyesinin gerekebileceği ve bu müdahalenin hem annenin hem de fetüsün hayatı
için koruyucu olabileceği belirtilmektedir.; The formation of free radicals is a normal physiological course and free radicals which act on lipids cause to lipid peroxidation. Nevertheless, all human body cells have developed a set of antioxidant defence system. During pregnancy, the balance between lipid peroxidation and antioxidant defence system is also important as all terms of the human life for resuming the basic physiological functions of both mother and her fetus. Increasing on placental lipoperoxidative activity during pregnancy could effect the placenta and fetus unfavorably. In preeclamptic pregnancies, vasculer endothelial cell disfunction could rise the lipid peroxidation more dramatically. Therefore, intervening the antioxidant defence system is highly vital for the prognosis of the condition. According to the recent studies, antioxidant vitamin supplement can be required whether the antioxidant system doesn't step in against to the lipid peroxidation and this treatment could protect the life of mother and her fetus.2009-01-01T00:00:00ZKırım-Kongo kanamalı ateşi
http://hdl.handle.net/11607/1970
Title: Kırım-Kongo kanamalı ateşi
Authors: Kırdar, Sevin; Ertuğrul, M. Bülent
Abstract: Crimean-Congo hemorrhagic fever (CCHF) is a fatal viral infection by Crimean-Congo hemorrhagic fever virus (CCHFV). Crimean-Congo hemorrhagic fever virus which is member of the Bunyaviridae family, Nairovirus genus is transmitted to humans through infected ticks. Crimean-Congo hemorrhagic fever was first recognized in the Crimean peninsula in 1944. The disease now occurs frequently throughout Asia, Africa, Eastern Europe and the Middle East. First cases have been reported in Turkey in 2002. 1820 cases and 92 deaths were reported until 2007. In our country, cases have especially been seen northern-east Anatolia. There has been a substantial increase in cases reports from the west part ofTurkey recently. HoweverAydın is nonendemic, first cases detected in 2006 and the number of cases have been reached 29.We aimed to inform on Crimean-Congo hemorrhagic fever and to analyze the clinical properties of detected cases; Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) KKKA virüsü (KKKAV) tarafından oluşturulan bazen ölümcül olabilen viral bir hastalıktır. KKKA virüsü (KKKAV) Bunyaviridae ailesinin Nairovirus cinsine ait olup keneler tarafından insanlara bulaştırılır. KKKA ilk kez 1944'de Kırım'da ortaya çıkmıştır. Günümüzde hastalık sıklıkla Asya, Afrika doğu Avrupa ve orta doğuda epidemiler yapmaktadır. Ülkemizde ilk olgular 2002 yılında rapor edilmiştir. Hasta sayısı, 2007 yılına kadar 1820'ye yaşamını yitirenlerin sayısı ise 92'ye ulaşmıştır. Hastalık ülkemizde özellikle kuzeydoğu Anadolu'da görülmekle birlikte son yıllarda batı illerinden de olgu bildirimlerinde artışlar söz konusudur. Aydın ili hastalık açısından nonendemik kabul edilmesine karsın ilk olgular 2006 yılında saptanmış ve görülen olgu sayısı 29'a ulaşmıştır. Bu yazıda KKKA ile ilgili genel bilgilerin verilmesi ile birlikte ilimizde görülen olguların klinik analizlerinin yapılması amaçlanmıştır.2009-01-01T00:00:00ZKüçük hücreli akciğer kanserinde asemptomatik seyreden soliter pons metastazi: olgu sunumu
http://hdl.handle.net/11607/1969
Title: Küçük hücreli akciğer kanserinde asemptomatik seyreden soliter pons metastazi: olgu sunumu
Authors: Taş, Şule Gülen; Ak, Hakan; Ceylan, Emel; Yaycıoğlu, Soner; Meteoğlu, İbrahim; Çildağ, Orhan
Abstract: Akciğer kanserli olguların %10-14'unda tanı esnasında merkezi sinir sistemi metastazı bulunmakta ve %80-85 supratentoriyel yerlesim göstermektedir. Merkezi sinir sistemi metastazlarında en sık semptom basagrısıdır ancak daha nadir olarak hemiparezi gibi fokal nörolojik bulgular, epilepsi, serebellar fonksiyonlarda bozulma saptanabilmektedir. Beyin metastazlarının gelistigi akciger tümörleri radyolojik olarak sıklıkla apikal ve periferik yerlesimlidir. Beyin metastazı taramalarında ve evrelendirmede beyin BT ve/veya MRG kullanılmaktadır. Ancak beyin BT bazen beyin sapındaki lezyonları çok iyi görüntüleyemeyebilir. Kontrastlı beyin MRG'si küçük metastatik lezyonları göstermede BT'den daha duyarlıdır. Bu yazıda küçük hücreli akciger kanseri tanısı alan ve herhangi bir klinik semptom göstermeyen 47 yasındaki bir erkek olguda nadir metastaz bölgesi olarak saptanan pons yerlesimli bir beyin metastazı sunulmaktadır.; Central nervous system metastasis is seen 10-14% in lung cancers at initial diagnosis and usually located at supratentorial localisation. In central nervous system metastases, the most common symptom is headache, whilst focal neurological deficits like hemiparesia, epilepsy, and deterioration in cerebellar functions may also be seen. Lung cancers with brain metastasis is usually located at apex and periferal regions radiographically. In scanning and staging of brain metastases, brain CT and/or MRI is used. Lesions located at brain stem may not be seen by brain CT. Brain MRI with gadolinum is more sensitive than CT to detect small metastatic lesions. In this case report, we present a 47 years old man with small cell lung cancer who had no neurologic symptoms and with rarely seen pons metastasis of brain.2009-01-01T00:00:00ZEpilepsi ayırıcı tanısında üç olgu ile kardiovasküler nedenler
http://hdl.handle.net/11607/1968
Title: Epilepsi ayırıcı tanısında üç olgu ile kardiovasküler nedenler
Authors: Araz, Nilgün Çöl; Yılmaz, Kutluhan; Ölmez, Akgün; Kılınç, Metin
Abstract: Epilepsi çocukluk çağında %0.5-1 oranında görülen, tekrarlayıcı nöbetlerden oluşan klinik bir tablodur.
Çocukluk çağında senkop görülme insidansı %15 olup, acil servise nöbetle başvuruların%3-5'ine senkop neden
olmaktadır. Genel populasyonda senkopun epilepsiden daha yaygın görülmesine rağmen, bilinç kaybı ve nöbetle
başvuran hastalarda genellikle akla ilk olarak epilepsi gelmektedir. Ayrıntılı tetkikler basta senkop ve diğer
kardiyojenik kökenli hastalıklar olmak üzere diğer non-epileptik paroksizmal olayların da bilinç kaybının nedeni
olduğunu gösterebilir.
Bu yazıda çocuk acil servisi ve çocuk nörolojisi polikliniğine bilinç kaybıyla başvuran ve tetkiklerinde
kardiyovasküler nedenler saptanan üç olgu sunularak, epilepsi ayırıcı tanısında kardiyojenik kökenli senkopların
mutlaka hatırlanması gerektiği vurgulandı.; Epilepsy is a disorder with an incidence of 0.5-1.0% in childhood and characterized by recurrent seizures. The incidence of syncope in childhood is 15% and it causes 3-5% of admissions to the emergency department. Although syncope is more frequent than epilepsy in general population, usually epilepsy is the first pre-diagnosis in patients with loss of consciousness and seizures. Detailed investigations may show other reasons like syncope and cardiologic diseases as the cause of loss of consciousness.
In this paper,we present 3 patients admitted to the pediatric emergency department and pediatric neurology clinic with cardiovascular reasons in the etiology of loss of consciousness and pointed out that cardiac syncope should be remembered in the differential diagnosis of epilepsy.2009-01-01T00:00:00Z