DSpace Collection:http://hdl.handle.net/11607/19882024-03-29T09:01:42Z2024-03-29T09:01:42ZAydınlı bir hekim : Tralles'li Aleksandr (Alexandros Trallianos)Erpek, Semrahttp://hdl.handle.net/11607/22322016-03-03T01:00:45Z2003-01-01T00:00:00ZTitle: Aydınlı bir hekim : Tralles'li Aleksandr (Alexandros Trallianos)
Authors: Erpek, Semra
Abstract: Bizans hekimlerinin en tanınmışlarından biri olan Aleksandr'ın doğduğu kent günümüz Aydın ilinde bulunan
Tralles antik kentidir. Tralles'li Aleksandr olarak anılan bu hekimin eserlerinin ıngilizce ya da Türkçe çevirileri
bulunmamaktadır. Bu çalışma, Tralles'li Aleksandr'ın yaşam öyküsünü ve eserlerini tanıtmak amacıyla
yapılmıştır. Aleksandr'ın eserleri ile ilgili literatür taraması yapılmış ve ulaşılan kaynaklardaki bilgiler
sunulmuştur.
Tralles'li Aleksandr zamanın tıp kitaplarından öğrendikleri ile gezdiği yerlerden edindiği bilgileri kişisel
tecrübeleri ile birleştirmiş, çok çeşitli tedavi yöntemleri uygulamıştır. Çalışamayacak kadar yaşlandığında,
hekimlik hayatı boyunca en çok işe yaradığını saptadığı tedavi yöntemlerini yazılı olarak kaydetmiştir.
Aleksandr'ın yazılarından günümüze ulaşanlar arasında "Ateşli Hastalıkların Tedavileri", "Barsak Kurtları
Üzerine Bir Araştırma", çeşitli hastalıkları ve tedavilerini anlatan on iki kitaplık bir dizi "Oniki Kitap"
bulunmaktadır. Aleksandr hastayı bir insan olarak düşünmüş, kişisel duygulara ve korkulara hep önem vermiştir.
Aleksandr'ın büyü yöntemlerini, sihirli kolyeleri ve büyülü medikal muskaları uygun olduğunda faydalı kabul
etmesi bununla ilişkilidir.
Aleksandr'ın çalışmaları onun tıbbi ve cerrahi tedavi uygulamalardaki başarılarının yanı sıra, hastanın
gereksinimlerinin ne olduğunu anlama konusunda da çok yetenekli olduğunu göstermektedir.; Alexander of Tralles, who was well known among early Byzantine physicians, was born in Tralles near the
modern city of Aydýn. No English and Turkish translations of the writings of Alexander exist. The aim of the
current study is to present the life and works ofAlexander ofTralles. Literature search was performed concerning
Alexander's works and the results were presented in this study.
Alexander of Tralles has combined his personal experience, which he gained from the places he had visited, with
the classical methods that were described in medical text books and applied varying treatments to his patients.
When he was too old to work as a doctor anymore, Alexander wrote down the cures and treatments which he had
found to be most effective through his long years of experience. The “Treatise on Fevers”, the “Letter on
IntestinalWorms” and the “Twelve Books”, concerning various diseases and their treatments are the surviving
writings of Alexander. The patient was always the of primary importance for Alexander, who was known for
being sympathetic to individual feelings and fears. This has lead to Alexander's acceptance of magical
incantations, amulets, and magico-medical charms, as useful when appropriate.
Alexander's works prove his great ability in the application of medical and surgical treatments, and understanding
of the needs of the patient.2003-01-01T00:00:00ZGebelikte ileri derece kifoskolyoz : olgu sunumuYüksel, HasanOdabaşı, Ali RızaKafkas, SametOnur, Ergünhttp://hdl.handle.net/11607/22312016-03-03T01:00:44Z2003-01-01T00:00:00ZTitle: Gebelikte ileri derece kifoskolyoz : olgu sunumu
Authors: Yüksel, Hasan; Odabaşı, Ali Rıza; Kafkas, Samet; Onur, Ergün
Abstract: Gebelikte kifoskolyoz ve beraberinde bulunan tıbbi koşullar kendine özgü takip gerektirir. Çoğunlukla sorunsuz
olmakla birlikte bazı durumlarda gebeliğin sonlandırılması gerekmektedir. Ağır kifoskolyoz nedeniyle sevk
edilen, primigravid age, makat prezentasyon ve oblik duruş, 32 haftalık gebeliği olan olgunun takibi ve tedavisini
sunduk. Solunum zorluğu, bel ve kaburgalarda ağrı ve hareket kısıtlılığı nedeniyle doğum, preterm olarak
sezaryen ile gerçekleştirildi.; Pregnancy with kyphoscoliosis may need modified management because of the severity of kyphoscoliosis and
her other medical conditions. Although most of the pregnancies can be completed successfully some cases are
advised as medical abortion. The primigravid age patient referred to clinic suffering form pain due to severe
kyphoscoliosis at her 32nd week of pregnancy with breech presentation and oblique lie. The case we reported was
performed preterm birth with cesarean section because of difficulty in respiration, spinal and rib pain and
restricted movements.2003-01-01T00:00:00ZGöğüs duvarının primer kondrosarkomu : olgu sunumuÇulhacı, NilMeteoğlu, İbrahimŞen, SerdarKaçar, FüruzanBoğa, MehmetDişçigil, Berenthttp://hdl.handle.net/11607/22292016-03-03T01:00:50Z2003-01-01T00:00:00ZTitle: Göğüs duvarının primer kondrosarkomu : olgu sunumu
Authors: Çulhacı, Nil; Meteoğlu, İbrahim; Şen, Serdar; Kaçar, Füruzan; Boğa, Mehmet; Dişçigil, Berent
Abstract: Göğüs duvarında kondrosarkom tanısı alan bir olgu klinikopatolojik bulgularla sunulmaktadır. 48 yaşındaki
kadın hasta göğüs ön duvarında ağrılı kitle şikayetiyle kliniğe başvurdu ve bu alanda 17x14x11 cm boyutlarında
kitle saptandı. Kitle total olarak eksize edildi. Toraks duvarında oluşan defekt mersilen mesh ve metil metakrilat
sandviç greft ile rekonstrukte edildi. Histolojik inceleme sonucu derece I kondrosarkom tanısı kondu. Göğüs
duvarının primer malign tümörleri nadirdir, kondrosarkom göğüs duvarının en sık görülen primer malign
tümörüdür.Tedavisinde geniş cerrahi eksizyon uygulanmaktadır.; A case with chondrosarcoma of the chest wall is presented with clinicopathological findings. A 48-year-old
woman, presenting with a painful anterior chest wall mass measuring 17x14x11 cm in size was admitted to the
hospital. Complete surgical resection of the tumor was performed. The resulting defect of the chest wall was
restored with mersilene mesh and methyl methacrylate sandwich graft. Histological examination showed grade I
chondrosarcoma. Primary cartilaginous tumors of the chest wall are uncommon. Chondrosarcoma is the most
common primary malignant tumor of the chest wall. The treatment for this tumor is wide excision.2003-01-01T00:00:00ZAtaksi-telenjıektazinin nadir bir prezantasyonu: monoklonal igm artışı ile seyreden immün yetersizlik (olgu sunumu)Genel, FerahAksu, GüzideÖztürk, CanKütükçüler, Necilhttp://hdl.handle.net/11607/22272016-03-03T01:00:49Z2003-01-01T00:00:00ZTitle: Ataksi-telenjıektazinin nadir bir prezantasyonu: monoklonal igm artışı ile seyreden immün yetersizlik (olgu sunumu)
Authors: Genel, Ferah; Aksu, Güzide; Öztürk, Can; Kütükçüler, Necil
Abstract: Otozomal resesif bir hastalık olan ataksi-telenjiektazi ilerleyici serebellar ataksi, immün yetersizlik,
telenjiektazi, kromozomal instabilite, kanser gelişimine eğilim ve radyasyona duyarlılık ile karakterizedir.
Hastalıktan sorumlu gen 11q22-23 de lokalizedir. Humoral ve hücresel immünitede değişik derecelerde
bozukluklar bildirilmiştir. Burada ataksik yürüyüş, bulber konjunktivada ve kulak sayvanında telenjiektaziler,
alfa-fetoproteinde yükseklik ve immün yetersizlik varlığı ile ataksi-telenjiektazi tanısı konulan dokuz yaşında
erkek hasta sunuldu. ımmünolojik değerlendirmede serum IgG ve IgA'da belirgin düşüklük olan olguda IgM
yüksek olarak saptandı. ımmün fiksasyon elektroforezinde monoklonal IgM ve kappa artışı saptandı. Lenfosit
fenotiplemesi ve CD40 ligandın T hücrelerdeki ekspresyonu normal oranda tespit edildi. Olguda izlenen
monoklonal IgM artışı ataksi-telenjiektazili olgularda rekombinasyon defekti nedeniyle izlenebilen IgM'den IgA
ve IgG'ye izotip dönüşümündeki yetersizliğe bağlandı.; Ataxia telangiectasia is an autosomal recessive disorder characterized by progressive cerebellar ataxia,
immunodeficiency, telangiectasia, chromosomal instability, cancer susceptibility and radiation sensitivity. The
ataxia telangiectasia gene is located on chromosome 11q22-23. Various degrees of abnormalities in T and B cell
immunity have been described.We report a 9-year-old boy diagnosed as ataxia telangiectasia including clinical
features of progressive ataxia, telangiectasia, immunodeficiency and elevated serum levels of alpha fetoprotein.
Immunologic evaluation revealed high levels of serum IgM and very low IgG and IgA levels. Immune fixation
electrophoresis showed monoclonal IgM and kappa increase. His lymphocyte phenotyping studies and CD40
ligand on T lymphocytes were normal. His monoclonal gammapathy of the IgM type was attributed to failure of
the switch process from IgM production to IgAand IgG, due to a recombination defect.2003-01-01T00:00:00Z